SALİH TUNA

Kılıçdaroğlu’na yapılan vicdansızlık

İlk turda Demirtaşgiller ve liberallere yanladı, ikinci turda Ümit Özdağ ve Kemalistlere.
Kazanmak uğruna birbirine zıt "iki farklı Kemal" olarak arzı endam etti. "İdeolojik saplantılı" olanları dâhil bilumum "yandaşları" da gıklarını çıkarmadı.
Tam aksine, "İstediğin Kemal ol, yeter ki kazan" dercesine her iki turda da koşulsuz desteklediler.
Kazanamayınca da yazarçizerinden televizyon programcısına kadar hepsi sıraya girdi; çakan çakana!
Tevekkeli denilmemiş "Veyl mağluplara".
Halbuki kazanmak için ne dediyseler yaptı. Bir dönem "Alevi kimliğini gizle" dediler. Gizledi. "Kürt kimliğini gizle" dediler. Gizledi. Bunu da "Etnik veya mezhep kimlikleri üzerinden siyaset yapmam" ilkesiyle açıklamasını istediler. Açıkladı.
Ne ki, sonuçta o da bir insanoğluydu, bir kafa kâğıdı olması lazımdı. Yani kimliği, nereden gelip nereye gittiği.
Lafın düzünü edelim, "Tuncelili Kürt Kemal" değilse neydi peki?
Odatv'nin sahibi Soner Yalçın imdada yetişti.
Sevgili Kılıçdaroğlu'na evvela Türkmen coğrafyasında uygun bir köken buldu. Bununla da kalmadı, oradan alıp Konya'ya yerleştirdi. Sonra da Nasreddin Hoca'ya akraba yaptı. Soner'in açtığı yoldan giderek işi Hicaz'a kadar ilerletenler oldu. "Seyyidlik" payesi bile verdiler diyeyim de ötesini varın siz hesap edin.
Cumhurbaşkanı adayı olunca da birdenbire "Alevi olduğunu ilan et" dediler.
Hayır, "Kimlik siyaseti yapmayacaktık hani" diyerek itiraz etmedi. Dediklerini yaptı.
Herkese malum olan bu "sırrını" ifşa etmesinden bir hayli de randıman aldı.
En azından sosyal medyada, "Dede" veya "Piro" gırla gitti.
Uzun lafın kısası, ne dediyseler yaptı ama yine de kaybetti. Koro halinde, "Kazanamadın, istifa et" diyorlar şimdi.
Çünkü Kılıçdaroğlu'ndan istedikleri tek şey kazanmasıydı.
Bu nedenle kendi içinde tutarlıdırlar. Fakat çok vicdansızlar.
Zira sadece Kılıçdaroğlu kaybetmedi, kendilerinin "muhalefet tarzı" da kaybetti. Kılıçdaroğlu sonuç itibarıyla onlara sözcülük yapmaktan öteye geçmedi.
İlkesiz ve hatta onursuz da olsa kazanmaktan başka hiçbir ölçüt tanımayan bu güruhun tavrı anlaşılır bir şeydir.
Ya Soner Yalçın gibilerin tavrına ne demeli?
Efendim, Kılıçdaroğlu Ecevit kadar "antiemperyalizm" diyememiş de, "çağdaşlaşmayı Batı'ya biat" olarak anlamış da, kazanmak için herkesle ilkesiz işbirliği yapmış da, sağa benzeyerek oy toplayacağını sanmış da, bıraksak Ukrayna'ya Mehmetçik gönderecek kadar "milli askeri stratejiden" yoksunmuş da, kafasında emperyalizm analizi diye bir şey yokmuş da, sağın da sağına sapmış da daha neler neler.
Böylesi "ilkeler" üzerinden Kılıçdaroğlu'nu kıyasıya eleştirerek istifaya davet et, sonra da kalk İmamoğlu'nu destekle!
Fesüphanallah!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.