Hem Fenerli hem Cimbomlu
Adalet yoksunluğundan daha beter olan adalet ve hakkaniyet duygusunu kaybetmektir.
Nihayetinde hukuk tastamam uygulandığında adalet yerini bulur, fakat hakkaniyet duygusu kayboldu mu bir daha geri gelmez!
Çünkü vicdan zevale uğramadan hakkaniyet duygusu yok olmaz. Zaten vicdan zevale uğradı mı da geriye bir şey kalmaz.
Hakkaniyet duygusu çokluk "pat" diye yok olmaz, azar azar kaybolur da ruhunuz duymaz.
Nasıl mı?
Şöyle mesela: Basit veya sıradan gördüğünüz bir hususta sırf işinize gelmiyor diye yanlış tavır ortaya koyarsanız, "Canım şuncacık haksızlık yaptıysam bundan ne çıkar, hem o da yanlış yapmıştı ama!" derseniz veya "Herkesin yaptığını ben yapınca mı yanlış oluyor?" yollu gerekçelerle "yanlışlarınıza" meşruiyet arayışına girerseniz, zamanla haksızlığı kendinize hak görmeye başlarsınız.
Haksızlığı kendinizde hak görünce de neyi kaybettiğinizin farkında bile olamazsınız.
Geçen pazar akşamı Adana Demirspor'un sahadan çekildiği Galatasaray maçında, hakemin saçma sapan penaltı kararı üzerinde sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımlar yüzünden Fenerbahçelilerin gözünde Cimbomlu, Galatasaraylıların gözünde de Fenerli oldum.
Paylaşımlarım mı?
Galatasaray lehine maçın 12'nci dakikasında verilen penaltı hakkında "Böyle de penaltı olmaz çok ayıp..." demiştim. Sonra da Adana Demirspor'un 29'uncu dakikada sahadan çekilmesi üzerine şunu demiştim: "Çok tuhaf; 12'nci dakikada bariz haksızlığa uğruyorsun ama 29'uncu dakikada sahadan çekiliyorsun! Arada geçen (oynadığın) toplam 15 dakikada ne oldu?" Ve, şöyle sürdürmüştüm: "Varsayalım o aradaki 15 dakika içinde Adana Demirspor 2 gol attı ve maç 1-2'ye geldi. Adana Demirspor maçtan yine çekilir miydi?.." Galatasaraylıların kendilerine algı yapıldığını iddia edeceklerini öngörerek de şunu ilave etmiştim: "Hadi Mertens (kendini yere attığı için pişman olup) 'Hocam penaltı değil' demedi. Peki Okan Buruk penaltı vuruşunu dışarıya atmalarını isteyemez miydi? En azından kamuoyunda müthiş takdir görür (iddia edilen) 'cari algıyı' tersine çevirirdi. Ya şimdi?.."
Ne mi oldu?
Hem Fener hem Galatasaray düşmanı yahut hem Fenerli hem Cimbomlu oldum.
Önce Fenerlilerden bir demet arz edeyim: "Salih Bey ben Cinconluyum de de iş bitsin..." / "GS savunacağım diye metafor üretmeye gerek yok Salih abi!.." / "Korkma Salih Tuna sizin takımı şampiyon yapacaklar. Şerefsizce!" / "Salih Tuna sizin gönül verdiğiniz Fransız temsilcisi futbolun beka sorunu." / "Galatasaray'ı savunmak sana mı kaldı Salih Bey? Ki savunacak tarafı yok." / "Adana Demirspor 2 gol atsa GS'ye 5 penaltı daha verilirdi..."
Galatasaraylılar da aşağı kalmadı; buyurunuz, şimdi de onlardan bir demet: "Salih Bey niye ağlıyorsunuz, kazandığınız rezil puanlar ortada..." / "Niye penaltıyı dışarı atacakmışız FB Kosticin Kayseri'de kazandığı penaltıyı da atmasaymış o zaman." / "Alenen operasyon yapılıyor kaç haftadır Ali Koç ve elemanları tarafından, yok dışarı atsınmış da bilmem ne de. Bence bu GS'ye yapılan açık bir operasyon. / "Asıl soruyu sorsana sen. Soramazsın. Gezi olaylarını destekten Ayşe Barım yargılanıyor, Gezi'ye Divan Oteli'nden destek veren Koç neden yargılanmıyor Hadi sor..."
Gördüğünüz gibi (özetle) "Onlar yaparken iyiydi" mantığı hâkim.
Adaleti yanlışları eşitlemekte bulmaya çalışırsanız, yanlışta yarışmaktan kurtulamazsınız. Dışarıdan VAR getirseniz ne fayda! Tam aksine gündüz gözüyle Türk futbolu üzerinden kaosa yatırım yapılır da ruhunuz duymaz.
İmdi diyeceksiniz ki, taraftarlığın doğası itibarıyla irrasyonel olduğunu, sonuçta renklere "âşık" olan insanların söz konusu olduğunu söyleyen sen değil miydin?
Madem öyle şuncağızı da söyleyeyim: Siyasette de durum pek farklı değil.
AK Parti'nin yaptığı hiçbir yanlışı, CHP'nin yaptığı veya yapacakları meşru hale getiremez. Aynı şekilde CHP'nin başta belediyeler olmak üzere yaptığı bilumum yanlışları da AK Parti'nin yaptığı yanlışlar meşrulaştıramaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.