Şeyhler Nusret'te sıraya girdi
2009'da kredi çekerek, etin ana vatanı Arjantin'in yolunu tutan orada etin inceliklerini öğrenip, 3 ay New York'ta kaçak çalışan, 2010'da da işadamı Mithat Erdem'le ilk restoranını açan Nusret Gökçe ile başarı hikâyesini konuştuk. Gece-gündüz işinin başında duran, etlerini de her sabah Tuzla ve Çatalca'ya gidip kendi seçen Gökçe'yle 3 ay önce Dubai Four Seasons Hotel'in altında açtığı ilk yurtdışı şubesinde buluştuk.
Eskiden turistler İstanbul'a korkarak gelirlerdi. Bugün, Arap müşteri sayısı yüzde 60-70'lerde. Dubai'yi hiç tanıtım yapmadan açtık. Ertesi gün restoranda 500 kişi yemek yedi. Telefonlar kilitlendi. İnsanlar rezervasyon yapmalarına rağmen iki-üç saat ayakta bekliyor.
Günde 600-700 kişi geliyor. Üç ayda 6 bin kişi yemek yedi. Şu anda Dubai'nin önde gelen Zuma, Armani, Cut, La Petit Maison, Roberto's gibi restoranlarının önüne geçtik.
Dört kez.
Geçen hafta geldi. Kendimi tanıtmadım, yemeğin sonunda tokalaştık, bana Dubai'de restoran açtığım için teşekkür etti. 'Bir şeye ihtiyacın var mı? Abu Dabi'ye de bekliyorum' dedi. Nusret, Araplar'ın benimsediği bir marka.
Geçenlerde Emirates Hava Yolları ile uçtum. Hostesler benimle resim çektirmek istedi. Beni tanıyor musunuz diye sordum? "Bir THY'yi, bir Nusret'i tanıyoruz" dediler.
İlk restoranda 6-7 masa vardı, 10 kişiydik. Şimdi Nusret'te 500 kişi çalışıyor.
8 restoranda beş ton.
Ortadoğu bizi, biz de onları çok sevdik. İşadamları, 'bir mazeretimiz olsa da İstanbul'a gidip Nusret'te yemek yesek' diyor. Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Kız Kulesi ve Galata Kulesi'nden sonra Nusret İstanbul'un 7'nci harikası... Yabancı işadamı bu şekilde geliyor.
KRİZ FİLAN YOK
Cirolarımızda düşüşü bırakın, artış bile var. Mutsuz insan görmüyorum. Biz belli bir kesime hitap ediyoruz. Ama gelen insanların yatırımlarına, yaptıkları işlere bakıyorum, kriz filan hissetmiyorum. Nusret işadamlarının 'mutlu son'u. Bu da hiç azalmadı. Adam Türkiye'ye geldiğinde nereye gideceğini kendisi söylüyor. Uçağa biniyorum, Business Class'ın yarısıyla selamlaşıyorum. İstanbul'da gezilmesi görülmesi gereken yerlerin arasına artık Nusret de girdi.
HEDEFİM ÇİFTLİK KURMAK
Üretim yok, tüketim çok. Devlet hayvancılığı destekledi, teşvik verdi ama kimse üretim yapmıyor. Yurtdışından ithalat kesildiği zaman fiyat yükseliyor.
Kesinlikle... Bizim de bir çiftlik hedefimiz var ama ırkı ve cinsi tam belli değil. Ama biz sadece belli başlı kısımlarını kullanıyoruz, kalanını da köfte, döner, sucuk, pastırma yaparsak doğru bir iş olur. Yoksa sadece bonfile, antrikot için üretim yapılmaz
Ete yüzde 30 zam geldi, biz 2 senedir bir kuruş zam yapmadık.
Vatandaş bilinçli olmalı. Et alırken daha çok mahalle kasaplarını tercih etsinler. Çünkü mahalle kasabının bir sorumluluğu var, yanlış bir şey yapma şansı yok. Marketlerde de denetim çok.
GUT'TAN KORKMUYORUZ BİZ 'VERY GOOD' OLUYORUZ
Piyasanın rahatlaması için ithalata ihtiyaç var.
Sabah kahvaltıda bile et yiyorum. 'Gut hastalığından korkmuyor musun?' derseniz biz 'very good' oluyoruz. Sabahları zaman buldukça bir saat spor yapıyorum, ondan sonra da protein ihtiyacım oluyor.
Zorlu'da evim, Bodrum Mandarin'de yazlığım var. Ferrari'ye biniyorum. Hedefime ulaştım. Bundan sonrası nakit yatırım.
İki hafta önce Financial Times'a haber olduk. 'Arap gecelerinde rekabet' başlığıyla çıkan övgü dolu bir yazıydı.
İlk Fenerbahçe-Galatasaray maçında evinde mangal yapmak istiyorum, etimi alıp çat kapı gideceğim. Çok usta bir kalem, o nasıl takdir ediyorsa öyledir, canı sağolsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.