Takıda da marka arıyoruz
Zen Pırlanta'nın sahibi Emil Güzeliş Mardinli telkâri ustası bir dedenin torunu. Ailesi 1890'dan beri kuyum sektöründe. 30 yaşında aile şirketinden ayrıldıktan sonra kendi markası Zen Pırlanta'yı kurdu. Şirket aynı zamanda 1.5 yıldır De Beers'in pırlanta markası Forevermark'ın Türkiye temsilciliğini yapıyor. Türkiye'de markasız takıdan markalıya geçiş olduğunu belirten Emil Güzeliş ile bir araya geldik, sektörü konuştuk.
Bu yıl işlerimiz geçen yıla oranla çok daha iyi gidiyor. Ciroyu döviz bazında yüzde 40 artırdık. Durağan bir zamanda bu performansı yakalıyorsak, ekonomi yüzde 10-15 büyüdüğünde biz daha da hızlı gelişiriz. Çünkü Türkiye'de son 2-3 yıldır markasız takının yerini markalı takı almaya başladı. Bu sektörün daha da büyüyeceği anlamına geliyor.
?BÖLGENİN EN BÜYÜK ÜRETİCİSİYİZ
Geçen yıl 18 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik, bu yıl hedefimiz 20 milyon dolar. Almanya'da markamız Türkler tarafından çok iyi tanınıyor. Bu nedenle Berlin'den başlayarak Almanya'da yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Bu yıl Almanya'da mağaza açacağız. Arap ülkelerinde de dört tane mağazamız var. Orada franchising ile büyüyoruz.
Biz sekiz yıldır Türkiye'nin en büyük ihracatçısıyız. Sebebi ise Türkiye'deki tek mücevher üretim merkezinin bizde olması. 200 kişi çalışıyor. Parası olan herkes fabrika kurar, makine alabilir. Ama işin zor olan kısmı o üretimi yapabilecek kalitedeki insanları bir araya getirmektir. Biz Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük mücevher üretim yeriyiz.
PAZAR LİDERİ TÜRKİYE
Forevermark dünyadaki tek pırlanta markası. Zen ise bir mücevher markası, taşı alıp bir şeylerin üzerine işliyor. Forevermark'ın dünyada en hızlı büyüdüğü pazar Türkiye. Türkiye pazarına daha önce girmedikleri için üzülüyorlar. En hızlı büyüyen pazar olduğumuz için geçen yıl Las Vegas'da ödül aldım. Bu yıl da birinciyiz.
'PIRLANTASIZ EVLENİLMEZ' DİYE BİR ALGI OLUŞTU
Ciro bazında kârlığımız düştü ama geçen yılın kârlılık rakamlarını yakaladık. Eskisinden daha fazla çalışmak lazım. Ben yıllar önce Amerika'ya gittiğimde herkesin vızır vızır çalıştığını görünce, 'Bu nasıl bir hayat, biz Türkiye'de oturarak para kazanıyoruz' demiştim. Her ülkede yaz, kış, sonbahar yaşanır. Belki şimdi rüzgâr esiyor ancak yarın dinecek.
Şu an 51 mağazamız var. Bu yıl dört tane daha açacağız. Küçük bir araştırma yaptık. Eskiden evliliklerin küçük bir kısmında pırlanta takılıyordu ancak son yıllarda bu oran arttı. Artık evliliklerin yüzde 20'sinde pırlanta takılıyor. Hatta 'pırlantasız evlenilmez' diye bir algı oluşmaya başladı. Çünkü hediye gelen altınlar kadının değil. Altın hastalık olunca, ev alırken, iş kurarken, özel ihtiyaçlar için kullanılan evin sermayesi. Pırlanta ise kadının. Ve kadına verilen değerin göstergesi.
PAHALIDIR DİYE MAĞAZALARA GİRMİYORLARDI
İnsanlar pırlanta pahalıdır diye mağazalara girmiyordu. Bunun aksini göstermek için fiyatın vurgulandığı reklamlar yaptık. 'Pırlantayı 599 liraya alabilirsin' diyerek bunun alınabilecek bir lüks olduğunu anlattık. İlk pırlanta reklamlarını biz verdik. İlk pırlanta mağazalarını da biz açtık. Türkiye'de kuyumculuk denildiğinde bunun yüzde 90'ı altındır, yüzde 10'u ise pırlantadır. Bizde ise yüzde 100 pırlantadır, altın onun altındaki bir madendir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.