Profesyonel hakemlik yanlış bir uygulamadır
Şimdi bir de profesyonel olan hakemler ile profesyonel olmayan hakemler arasındaki ücret farkı sorun yarattı. Profesyonel olmayan hakemler az ücret aldıklarını iddia ediyor.. Ne olacak bu işin sonu?
Eğer bir topluluğa hak etmeyen bir başkan atarsanız ki, burada Kuddusi Müftüoğlu ve arkadaşlarını kast ediyorum, aynı toplulukta görev yapan insanların bir kısmına çok büyük paralar verip aynı işi yapan diğerlerine ufak paralarla iş yaptırırsanız o topluluk kokuşur, dejenere olur. 8-10 hakemimiz korkunç paralar alıyorlar. Aldıkları paralarda asla gözümüz yok, hak ediyorlar ama aynı görevi yapan bir başka hakem çok düşük paralar alıyor. Bu kabul edilemez.
Profesyonel hakemlik yanlış bir uygulamadır. Doğrusu hakemlikte profesyonellik olmalıdır.
Profesyonel hakem diyorsunuz adamları haftanın 3 günü ailelerinden uzak Riva'ya hapsediyorsunuz. Buna ilave olarak iki gün de maçlara yolluyorsunuz. Toplamda bir profesyonel hakem haftanın en az 3-4 günü evinden uzak, ailesinden uzak yaşamak zorunda kalıyor.
Bu da beraberinde psikolojik sıkıntılar, sonrasında da sahada ortaya konan kötü hakemlik olarak tezahür ediyor.
Kulüplere sert yaptırım lazım
Bu devletin Türk futbolunu kurtarma operasyonudur. Bu karar tartışılabilir. Kimileri diyebilir ki "Devlet bankaları niye böyle bir işe giriyor? Devletin imkanları bazı sorumsuz ya da kötü niyetli idarecilerin yıllar içinde yaptıkları hataları temizlemek için kullanılıyor." Ya da bazıları diyebilir ki "Futbol çok önemli bir sosyal olaydır. Kulüpler batıyor. Devletin el atması çok normaldir." Bu iki görüşe de saygı duyarız. Yalnız öncelikle Kulüpler Yasası çıkmalıdır. Devlet tüm kulüplerin harcamalarını, harcama sınırlarını, kayıt dışılığı mutlaka kontrol altına almalıdır. Tıpkı çok uzun yıllar önce laçka olan bankacılık sistemimizin kanuni sert düzenlemelerle çok sağlıklı hale geldiği gibi devlet kulüpleri aynı sertlikle denetlemeli ve yaptırımları çok ağır olmalıdır.
Dursun Özbek'in bu tabloda hiç payı yok
Zaten bu durumların bir gün olacağı mutlaktı. Sadece zamanı tartışılıyordu ve o gün geldi. UEFA'dan yüzde 100 bir ceza gelir mi, bilmiyorum. Uzlaşma olabilir mi, zor görünüyor. Görünen o ki Galatasaray bir ceza alacak. Bunun müsebbibi asla Dursun Özbek ve yönetimi değildir. Kimse onların hakkını yemesin. Bilakis Dursun Özbek yönetimi, UEFA'nın Finansal Fair-Play kurallarına uymama riskini hep göz önünde bulundurarak harcamalar yaptı ama maalesef bu yeterli olmadı, başaramadılar.
Forvet sorunu sadece lafta
Fenerbahçe'nin kadrosu Türkiye için de Avrupa için de yeterli ve geniş. "Hem Van Persie hem Fernandao sakatlanırsa ne olur?" derseniz, aynı soruyu "Hem Volkan hem de yedeği Fabiano sakatlanırsa ne olacak?" diye sormalısınız. Benzeri soruyu dünyanın en iyi takımı Barcelona için bile sormak mümkün. Onlarda da diyelim, Luis Suarez sakatlandı, Neymar sakatlandı ne olacak? Messi ile idare etmek zorunda kalacaklar. Ne Fenerbahçe'nin ne de Avrupa'da herhangi bir kulübün iki tane ciddi santrforumuz sakatlanırsa ne yapacağız diye bir korkuya girmeleri anlamsız. Aynı şey Beşiktaş'ın da başına gelebilir. "Gomez sakatlandı, Cenk sakatlandı, Mustafa Pektemek Beşiktaş'ı şampiyonluğa taşır mı?" diye sormak mümkün.
Trabzon'da imkanlar kısıtlı
Trabzon'da asıl sorun teknik adam tercihi değildir. Trabzonspor gelirleri kısıtlı olan bir takım. Çiçeği burnunda başkanları Muharrem Usta'nın da açıklamaları gerçeği göz önüne koyuyor. Üç Büyük, ekonomik olarak bataktan çabuk çıkabilir ama aynı şeyi Trabzonspor için söyleyemeyiz. İmkanları kısıtlı, gelirleri kısıtlı bir kulüp çok ciddi önlemler almalıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.