Onur'unla oyna!

Beşiktaş'ta zihinlerdeki gerilim sahaya da yansıyor. Hissedilen o ki derbi öncesi takım olarak yenilen yemekler, gerilimden uzak sohbetler yeterli olmuyor. Trabzon maçında tempo sorunu yaşamayan siyah-beyazlı takımı, bordo- mavili rakipleriyle İnönü'deki son 5 maçı kazanamamanın etkisinde kaldıkları netti. Muhtemelen de 7. hafta itibariyle en son 2005-06'da 8 puan almış ve 11. sırada yer almış olduklarını gösteren istatistik de maçtan önce iyice gerilmelerine neden oldu.
Rakiplerinin puan kaybının getirdiği fırsat da omuzlarındaki yükü artırmış olabilir. Aksi takdirde 69'da Almeida'nın, 68'de ve +93'te Olcay'ın o golleri nasıl kaçırdıklarını izahı zor olur. Bu çapta ve tecrübede iki futbolcunun bu pozisyonları gol yapması gerekirdi. Ancak Onur'un hakkını da teslim edelim. Özellikle ikinci yarı öyle kritik müdahaleler yaptı ki, Milli Takım'a alınmayışına da sahada cevap verir gibiydi.
Beşiktaş'ın ilk yarıda zihinlerde kalan şu fotoğrafı iyi analiz etmesi gerek. İlk yarı sadece iki etkili şut üretebilmiş takımın iki uzun Almeida ve Batuhan'la sahaya çıkmasının çok iyi bir fikir olmadığı görüldü. Almeida'nın sola kaydığı, kanatların çalışmadığı bir tabloda bu diziliş ve tercihler başarılı değildi. Bu yüzden Beşiktaş'ın toparlanması Samet Aybaba'nın ikinci yarı değişiklikleri ve soyunma odası hırsıyla geldi. Aynı tempoya ve verimliliğe Şenol Hoca cevap veremedi. Sonuçta puanlar dostça paylaşıldı.
Tatil biteli haftalar, aylar oldu. Ancak ne var ki Beşiktaş'ta adı zaman zaman teknik direktör olarak zikredilen Schuster zamansız bir dönemde tribünde belirdi. Konuştuğum yetkili ve etkili kişilerden "Tatile gelmiş" açıklamasından başka bir bilgi veya sinyal alamadım. Aslında Schuster'in zamansız tatili değil, hafızalarda kalmış selamsız hali meraklandırdı! Varsa gizli kapaklı bir hesap yakında ortaya çıkar.