Önce sportif başarılar
Rakibiniz Nani, Robin van Persie derken, siz Aatif derseniz taraftarın tepki vermesi doğaldır. Bu tepkiyi azaltmak için iletişim çok önemliyken burada da sınıfta kalındı. Ne yazık ki bu görevi üstlenmesi gereken yönetici Cüneyt Tanman'ın bazı açıklamaları ise tam tersi etki yaptı. Taraftarı sakinleştirmek yerine söylenen sözler ortamı daha da gerdi. Bunlardan biri de önceki gün "Sabri Sarıoğlu, Maxi Pereira'dan iyi" çıkışı oldu. Benfica'da 8 yıldır istikrarlı olarak oynayan, Porto'nun transfer etmek üzere olduğu Uruguay Milli Takımı sağ bekinden söz ediyoruz. Sayın Tanman taraftar tarafından da istenilen Pereira için, "Değerli bir oyuncu ancak bütçemizi başka bölgede kullanmayı planlıyoruz" dese belki de hiçbir tepki oluşmayacaktı. Zaten maç başılarla yılda 2.1 milyon Euro kazanması taraftar nezdinde, çokça tartışılan Sabri'yi öne sürmek taraftarla aradaki gerginliği artırdı. Ya da şu mesajı verdi, "Sağ bek transferi yapmayacağız" Bu taraftarın nabzının ölçülemediğini, bir iletişim stratejisinin olmadığını gösterir.
Şunu ayırt etmek gerekiyor:
Galatasaray yönetimi elbette taraftarın istediği transfer planını izlemek zorunda değil. Fakat taraftara kendini iyi anlatmak, yapmak istediklerini doğru bir dille ifade etmek bir zorunluluk… Ünal Aysal, Aziz Yıldırım gibi başkan olmaya çalıştı. Galatasaray genel kurulu onun önünü kesti. Dursun Özbek de ders çıkarmadan aynı yolu izliyor. Gayrimenkul değil kupalarını sayar Galatasaray. Bunu bir başkanın bilmemesi mümkün mü…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.