İki hoca arasındaki fark!
Şimdi Advocaat kahraman, Güneş ise mız mız hoca... Ortası yok...
Gelin şu işin doğrusunu söyleyelim;
Pereira kariyeri ile üslubuyla, insan ilişkileriyle Güneş'e rakip olacak bir hoca değildi ama Advocaat'ın hakkını verelim.
Bu adam bunca kulüp ve milli takım tarafından boş yere tercih edilmedi.
Çözüm üreten bir teknik adam.
70'ine geldiği için de teknik ekibini tecrübeli ve dinamik isimlerden kurdu. Bu bir tesadüf değil. Bu bir takım oyunu...
Son dönemde gergin olduğu gözlemlenen, fikstürü eleştiren, açık açık, "Ben de yoruldum" diyen Güneş ile Advocaat arasındaki fark şudur: Advocaat milli takım arasında, G.Saray derbisi öncesinde kafasını dinlemeye giderken,
Güneş'i yoran, Advocaat'ı ise bu yaşında zinde tutan işte bu bakış açısı.
Manchester United'ın efsane hocası Alex Ferguson'un onca kupayı kazanırken, haftanın her günü idmana çıktığını mı sanıyorsunuz? Bir takımı yönetmek her şeyiyle hakim olmak bir adamın yapabileceği şey değil. Güneş'i yoran, rakipleri analiz etmek ya da saha kenarında maçı okumak değil maalesef diğer işlerdir. Hocanın yükünün alınması lazım. Ve futbol, çok uzun yıllardır sahadaki büyük yıldızlar kadar büyük teknik adamların da kapışması haline geldi.
Manchester derbisine Avrupa medyasının bakış açısını hatırlayın, o derbi Guardiola, Mourinho'ya karşı olarak manşetlere taşındı. Manchester derbisinde olduğu gibi Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi de eğer iki adamın maçıysa bunlar, Advocaat ve Şenol Güneş'tir.
Birinin amacı bir kez daha yenilmeden soyunma odasına gitmek diğerinin amacı ise namağlup olanı ilk kez devirmek, hepsi bu... O iyi, bu kötü gibi sığ tartışmalara girmemek lazım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.