Üretken ama defansı tamam değil
Bunlar gayet doğal seçimler. Gerçekten Beşiktaş, ön tarafta geniş bir oyuncu portföyüne sahip. Quaresma'nın geçtiğimiz hafta cezalı olduğunu düşünürsek alınan farklı galibiyet sonrası doğal olduğunu söyleyebiliriz. Zaten Quaresma da "İlk 11'in banko oyuncusu değilim, zaman zaman kulübede kalarak kenardan gelip oyuna katkı yapmayı kabullenmeliyim" diyebilmeli. Yoksa Şenol Güneş'e oyuncu yönetimi konusunda sorunlar yaşatabilir.
İki farklı oyun anlayışı vardı Beşiktaş'ta. Tabii ki bu durum Olimpiyat Stadyumu'nun rüzgarıyla da alakalı. İlk yarıya baktığımızda; oyun üstünlüğünü eline alan, topa sahip olan ve hücum bölgesine yerleşen bir Beşiktaş vardı. Ve ilk yarıda istediği skoru buldu. İkinci yarıyla beraber ise rüzgara karşı oynadığı göz önüne alındığında, topa daha çok sahip olan Başakşehir ve bu yarıda kazandığı toplarla çabuk çıkan Beşiktaş vardı. Bu anlayışla bu sefer bir kontratak golü ile durumu 2-0'a getirdi. İki farklı anlayış olmasına rağmen hep üretken bir Beşiktaş vardı. Ama bu net galibiyete rağmen yine "Beşiktaş savunma anlamında tamamdır" cümlesini kuramıyoruz.
Mario Gomez'in attığı ilk gole bakarsak top başkasında olduğunu düşündüğümüzde, bunun gol pozisyonu olduğunu söyleyemezsiniz.
Sırtı dönük topu öyle bir getiriyor ki, bu bir santrfor becerisi. İleriye dönük baktığımızda ise fizik gücü biraz daha geliştiğinde Mario Gomez'in verdiği mesaj; Beşiktaş hücum gelişimini sağladığında, hücum anlamında katkısının çok daha fazla olacağı yönünde.
Dördüncü haftadan Beşiktaş'ı genel olarak değerlendirmek gerekirse, ben Şenol Güneş'in bu anlayışını yani "Benim birinci tercihim hücumda üretmektir" anlayışını büyük takım kimliğinde olan takımlar için en iyi plan olduğunu düşünüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.