Erken hüsran

LIG ikincisi için Şampiyonlar Ligi grupları çok yokuş bir yol. Önce Olympiakos sonra Porto-Krasnodar galibini geçebilmek için kaliteli kadro kadar dolu tribünlere de ihtiyacınız var. Avcı- Buruk değişimi sonrasında Başakşehir'e şampiyonluğu kaybettiren defans göbeğindeki zafiyet transferlerle giderilmeye çalışıldı. Doğrusu tahmininden çok daha öte eldeki kadro da korundu. Ancak Emre Belözoğlu futbolu bırakana kadar Türk futbolunda bir gerçek var; Emre'nin ayrıldığı takım ruhen zayıflar. PAOK'un şampiyon olduğu Yunanistan'da Şampiyonlar Ligi'nin en tecrübeli takımı Olympiakos, geçmiş dönemlerde çok daha kaliteli kadroya sahipti. Ama bu oyunda kulüp hafızası da çok önemli. Pire'deki rövanş öncesinde mutlaka İstanbul'da kazanmak lazımdı. Okan Buruk'un oyun anlayışında Avcı'nınki kadar garanti ve sabırlı pas yok. Bu Başakşehir'in oyununa hız getirmiş ama Avrupa'daki teknik adam değiştiren her takım gibi Ağustos başında hocalarının istediklerini tam olarak yapabilecek kıvamda değiller. Dün akşamın hayal kırıklığını yaşatan da budur. Pire, Avrupa'daki her kulüp için ambiyansı ile zorlu bir deplasman. Oraya kazanıp gitmek lazımdı. Okan Buruk, yeni forvetleriyle o galibiyeti aramak için sahaya çıktı. Ama kabul edelim geçen sezonun en değerli iki oyuncusundan biri olan Visca da dahil olmak üzere bu takım forvetteki iki yabancısına 'daha yabancı.' Buradan turu geçmek -üstelik İrfan Can'sız- çok zor.