CAS'la KAZ'ı karıştırıyorlar
Hangi mahkeme isteklerini reddederse onu dernek pozisyonuna düşürüyorlar
HAKEM KARAKTERSİZ OLUNCA!
Son Hollanda-Kosta Rika maçının hakemi kötüydü, verdiği kararlarda orantısızlıklar vardı. Atılması gereken iki oyuncuyu atmadı. Yalnız futbol severleri bir konuda uyarmak istiyorum. Robben'e yapılan net bir penaltıyı hakem vermedi. Neden, hiç düşündünüz mü? Aynı Robben bir maç evvel ilk pozisyonda kendisine yapılan penaltıyı görmeyen hakeme tepki gösterdi. Tahmin ediyorum oyunun ilerleyen zamanlarında hakem işe uyandı, nasıl uyandığını FIFA hakem komitesi bilir. Çünkü bunu kamerada hakemin suratından okuyabiliyorduk. Robben de hakemi çok iyi okudu. Uzatmalarda kendini bırakıverdi ve hakem de cart diye düdüğü çaldı. Yani hakemi aldatarak penaltı kazandı. Bu pozisyon olurken o maçtan sonra maç yönetecek bütün hakemler aynı yerde maçları seyrediyordur. Ve bütün hakemlerin kafasında Robben'ın kendini attığı pozisyon röntgen filmi gibi kazınır. Ve hakem maça çıkarken, hele ki biraz da karakter ve kişilik olarak zayıfsa bunun etkisinde kalır. Ben vermeyeceğim arkadaş diye hareket eder ve olan hakiki penaltıyı da veremez. Son maçta olduğu gibi. Bunun için futbolcuların da hakemlere bu açıdan bakmaları gerekir.
KEŞKE BODRUM'DA ÇOK ÇOBAN YAŞASA
Bodrum'da bir sitede yöneticilik yapıyorum. Bitki aşığıyım. Elime ne geçerse dikerim. Bakıyorum bizim sitede ağaç fazla. Bu kadar ağaç varken hangi evin manzarası kesiliyorsa o evin önündeki ağaç kurumaya başlıyor veya hanımefendiler ve beyefendiler 50 metre ilerideki ağaç için bahçıvan getirip çam ağacını tepeden kesip manzarayı açıyorlar. Tabiri caizse güzelim çamı sünnet ediyorlar. Bu ağaç kesenlerin çoğu da kendini üst kimlikte gören insanlar. Ne doktorlukları, ne avukatlıkları kalıyor. İnanılır gibi değil. Bir kızımız vardı, "Çobanla benim oyum bir mi?" diyordu. Eğer dağdaki çoban çobansa, diğerleri de okumuşlarsa vah o çobanın haline. Canım çobanım, seni çok seviyorum. Keşke Bodrum'da da daha çok çoban yaşasa.
ÇATI ADAYI PRANDELLİ!
Prandeli 'nin çok parlak bir geçmişi yok. Yani Galatasaray bu adamı deneyecek. Bence kapalı kutu. Bence Prandelli ile çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu arasında fazla fark yok. Demek ki Ünal Aysal da bir çatı kurmakla meşgul. Ama sanıyorum bu çatıları kuranlar sonunda altlarında kalıp yandım diye bağıracaklar.
ÇİZGİ TEKNOLOJİSİ SADECE GÖSTERİŞ
Futbolu herkes yazıyor, yazsın da. Çünkü bu malın köpürmesi lazım. Spor yazarı yazıyor, siyaset yazarı bir yerden burnunu sokuyor, soksun. Magazinciler de geri kalmıyorlar. Ama futbol yazan bazı magazinciler zahmet edip araştırma yapmadan yazıyorlar. Hakemlerin tüple yere çizdikleri çizgileri çok yeni bir buluşmuş gibi yazanlar var. Yıllardır Brezilya'da uygulanıyor. Yani yeni bir şey değil. Faydalı mı bence faydalı. Uygulansa iyi olur. Ama top çizgiyi geçti mi geçmedi mi hikayesi tamamen lüks ve gösterişten başka bir şey değil. Geçtiğimiz yazılarımdan birinde şöyle demiştim: "Top geçti mi geçmedi mi koca dünya kupasında en fazla 4-5 kere olur. Ama ceza alanında itme-kakma, elle-kolla oynama gibi şeyler belki bin tane olacak. Bunun için de Platini'nin dediği 6 hakem uygulaması doğru." Gelinen noktada 6 hakemin doğru olduğu ortaya çıkıyor. Bazı ileri zekalılar o yazıdan sonra sazan gibi atladılar. "Top çizgiyi geçti geçmedi olayı güzel bir olay. Bu teniste de kullanılır" diyorlar. Ben diyorum İstanbul boğazı, bunlar diyor yandı dilimin ağzı. Futbolda top çizgiyi geçti mi 30 maçta bir olur, teniste bir maçta 30 kez olur. Onun için de fasulyeyle nohutu karıştırmayalım. Birinin gazı fazla birinin az olur. Karbonata yatırıp bir gece evvel ıslarsan ertesi gün çift külot kullanmak zorunda kalmazsın tek külotla idare edersin.
Futbolda top çizgiyi geçti mi 30 maçta bir olur, teniste bir maçta 30 kez olur
PAPAĞANDAN ÜREMİŞ FUTBOLCULAR!
Sevgili okuyucular, Dünya Kupası'nı seyrediyorsunuz. Ben bu turnuvada İbrahimovic'in de olmasını isterdim. Dikkatinizi bir şey çekiyor mu bilmiyorum. Ne Ronaldo'da, ne Messi'de ne de üst düzey diğerlerinde anormal dövmeler ve anormal saç yapıları var mı? Kimi futbolcular var sanki papağandan üremiş gibi. Alman Milli Takımı'na bakıyorsunuz hepsi pırıl pırıl. Demek ki bu temel eğitimden geçen bir olay. Hepsini beraber düşüneceksiniz. F.Bahçe'de oynayan Meireles gitmiş baldırına, kasığına camii dövmesi yaptırmış. Eğer camii dövmesi yaptıracaksan göğsünün ortasına yaptır. O kasığına git kilise dövmesi yaptır. Sonra da çıkıp Müslümanların Ramazanını kutlama. Ama Türkiye'de bazıları böyle futbolcuları baş tacı yapıyorlar. O zaman bu futbolcular onlara az bile yapıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.