Çilek geldi, Altın Portakal oldu

Cruyff, Maradona, Platini, Hagi, Zico, Zidane gibi 10 numaralı oyuncuları çıplak gözle izleme keyfini yaşadım. Bu isimler takıma "Lider" kimlikleriyle hükmettikleri gibi oyun zekalarını, yaratıcılıklarını ön plana çıkararak ya verdikleri paslarla, ya da attıkları gollerle maçın sonucunu tayin ederlerdi.
Son yıllarda dünya futbolu "10 numara" eksikliğini bariz hissediyor. Hollanda'nın son yıllarda yetiştirdiği en önemli 10 numara Wesley Sneijder.. Sneijder, 2010 Dünya Kupası'nda finale yükselen Hollanda'nın bu başarısında büyük pay sahibiydi. Galatasaray'a gelişi "Çilek" olarak adlandırılsa da kafalarda "Tüccar oyuncu" zihniyetini silemedi.
Ancak Sneijder bu sezon Galatasaray'ın kritik maçlarında "Kurtarıcı adam" rolünü üstlendi. Sneijder'le ilgili yaptığım araştırmaya bakalım.. Sneijder (Erciyes maçı hariç) 41 maçta görev yapmış, lig-Avrupa-kupa üçgeninde toplam 17 gole imza koymuş, 7 asist yapmış, 24 gole de etki etmiş.. Sneijder adına müthiş bir performans değil mi?
Bu başarının temelinde İstanbul'daki huzurlu yaşamanın yanında Hollanda Milli Takım hocası Louis van Gaal'ın büyük payı var. Neden mi? Van Gaal sezon başı Sneijder ile yaptığı görüşmede şöyle demişti: "Wesley bu halinde seni Milli Takım'a almam, Dünya Kupası'na da götürmem. Kendini toparla.." Van Gaal'in bu ültimatomu Sneijder'i "Altın Portakal"a döndürürken bereketini de Galatasaray gördü..
Hollandalı yıldız, TT Arena'da Juventus, Fenerbahçe, Karabük ve Konya'da Eskişehirspor'la oynanan final maçında sonuca doğrudan etki eden golleri attı.