Çok yazık oldu

İlk üç periyodu boşverin...31. dakikada Quigley'nin üçlüğü ile fark ikiye inmiş, yani skor 60-62..Ve Fenerbahçe bundan sonra 8 dakika 45 saniye boyunca sayı atamadı. Evet yanlış değil.. 30:55 ile 39:40 arasında Fenerbahçe'nin basketi yok. Bırakın bunun final olmasını normal bir maç için bile kabul edilebilir bir durum değil ama spor bu işte...
Ve bu korkunç sekansta Fenerbahçe bir kez daha kupayı kaybetti... Aslında maça da 10-0'lık seri ile başlamış ve çok iyi bir hava yakalamıştık. Ama iki tane Kursk molası maçın gidişatını değiştirdi. İlki 3. dakikada geldi ardından Angel McCoughtry'nin 15 sayı ile ateşlediği Kursk, 31-11'lik seri ile 13. dakikada 31-21 öne geçti. Fenerbahçe bu kuyudan Pelin ile çıktı ve 18. dakikada farkı 1'e indirdi: 34-35. Ama yine Dinamo Kursk molası ve 2 dakikalık kabusun bedeli 9-0'lık seri ile devreye 34-44 geride girmek oldu.
Fenerbahçe, UMMC maçına göre çok farklı kimlikteydi. Mücadele yine vardı ama öyle basit hatalar yaptı ki sarı-lacivertliler. Rakip pota altında bomboş atışlar kaçtı. 21 top kaybı ki Kursk 23 sayı buldu bunlardan, sonumuzu hazırlarken, hücumda sadece 10 asist üretebilmemiz rakip savunmanın becerisinden çok bizim hatalarımızdı. Levander ve Vera oyuna hiç giremedi, Parker gayret etti ama yetmedi. Ama Dörtlü Final'in en kötüsü Gruda idi... Tam anlamıyla Fransız kaldı oyuna Gruda... En büyük kazancı ise Pelin Bilgiç oldu...
Fırat Okul'a da tebrikler. Sıkıntılı bir kadrodan Avrupa Şampiyonluğu'na yaklaşan bir takım çıkardığı için...