Kendine güven ve akılcı oyun

SİVAS'TA oyun başlamadan takımlar sahaya geldiğinde zemini gördüğümüzde, bu zeminin ev sahibi Sivas'a avantaj olduğunun düşüncesindeydim. Gerçekte oyunun ilk bölümünde her zaman tek pas oyunuyla oyunu ele alan taraf Galatasaray değil, tam tersi Sivasspor'un baskı ve önde oynama isteği vardı. Ta ki Necati'nin mükemmel vuruşuyla attığı gole kadar... Golden sonra Galatasaray sadece sahada değil, saha şartlarına göre de oynayan taraf oldu. Her zaman alıştığımız kısa pasları kullanmasından çok, öne doğru uzun ve çabuk paslarla oynadı. Bu şartlarda bu da çok mantıklı bir stratejiydi.
Oyun ve skoru karşılaştırdığımızda belki çok örtüşmediğini söyleyebiliriz ama Galatasaray'ı galibiyete götüren faktörler, iyi savunma, dengeli ve akılcı oynaması, Necati'nin etkinliği ve bu ligin başından beri olduğu gibi galibiyeti çok istemesiydi. Yani, Galatasaray oyunun genelinde değil, oyununu bölümlerinde gerekli olanı yaptı.

BİTİRİCİLİK NECATİ'YE KALDI
Galatasaray'da oyuncu performanslarına baktığımızda; Cimbom'un bu saha şartlarına rağmen kalesinde gol görmemesinin en önemli unsuru, Semih ve Ujfalusi'den daha çok Muslera'ydı. Selçuk'un sevmediği saha şartları onu öne çıkarmadı. Riera'nın tecrübesi ve oyun dinginliği vardı. Elmander yine golcü kimliğiyle mücadelede vardı ama iş bitiricilik Necati'ye kaldı.
Bir de Aydın'dan söz etmek istiyorum. 'Yıllardır olacak mı' diye beklediğimiz Aydın'dan umut kesmek üzereyken, belki çok ölçü olmayacak ama sadece dün akşam değil son 3 maçtır oyuna girdiğinde performansı çok iyiydi. Acaba Fatih Terim'in elinin değmesi ona bu sürekliliği getirecek mi, bunu zamanla göreceğiz. Gecenin özetinde Galatasaray'ın çok zor görünen Sivas deplasmanından 4-0'lık sonuçla 3 puanı alıp gitmesi, onun oyundaki akılcılığını ve kendine güveninin neler yapabileceğini göstermesiydi. Play-off'a doğru avantajla koşan bir Galatasaray izliyoruz.