Keskin dile oh olmuş!..

Sabah'ın manşetini görünce şoke oldum asıl.."Keskin dile şok kurşun.." Keskin dil..
Çağrışıma bakın..
Keskin sirke, küpüne zarar..
Ne demek bu..
Demek beni "Bir daha" vursalar, "Belasını buldu" diye manşet atılacak..
Kurşun keskin dile değil, kurşun Ahmet Çakar'a değil, kurşun basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne atılıyor.. Tavrımıza bakın..
Öteki gazeteleri henüz görmedim..
Ama tahmin ediyorum..
1994'te kurşunlandığım zaman beni nasıl piç gibi yapayalnız bıraktıklarını hatırlıyorum..
Sultanahmet Adliyesi koridorlarında tek başıma oturuyordum, beni vurduranlar nerdeyse yüz kişilik kalabalıkları ile önümde volta atarken..
Herkes her şeyi biliyordu.. Buna rağmen yargıç, "Hıncal'ı vurun" emrini verenin mahkemeye gelme zahmetine katlanmasına dahi izin vermedi. "Duruşmadan vareste" dedi..
Yani, "Hıncal'ı vurmazsan kendini yok bil" emrini alan zavallı tetikçi ile baş başa kalacaktım.
"Sayın yargıç" dedim.. "Davadan çekiliyorum.."
Tam 10 yıl sonra Zaman gazetesi lafı getirdi.. Manşet yazısında "Hıncal Uluç korkmuştu" diye yazdı..
İşte medyanın medyaya tavrı bu..
Birbirlerini yemek, birbirlerini yok etmek, Türkiye'de tek, tekel olmak için kıyasıya savaşır, yüzlerce sayfa, binlerce makale yazarlar.. Kendi varlık sebebleri, kendi yaşam gerekçeleri, Basın Özgürlüğüne kurşun atıldı mı, laf ola beri gele bir tutum..
Oysa..
Dost düşman bütün gazeteler el ele vermeli..
Basın Konseyi.. Meslek kuruluşları çağrılar yapmalı..
Yüzlerce, binlerce gazeteci, bu kentin en büyük salonunda toplanmalı ve haykırmalıyız..
Cumhurbaşkanı Çankaya Köşkü'ndeki sessizliğini bozmalı..
Başbakan hükumeti, Meclis Başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bu gündemle toplamalı..
Türkiye tarihinin en büyük insan avını başlatmalı..
Hayır.. Ahmet'i, Kaya'yı, ötekileri vuran emir kulu zavallı tetikçileri değil.. Onların arkasında duran ve emir verenleri..
Medya o zaman medya olur.. Medya o zaman dördüncü güç bulur..
Bu medyayı ortada görüyor musunuz?..
Birbirlerini yemek için çırpınan zavallılar..
Tek kalın.. Başınıza taş düşsün tekel kalın..
Ne olacak?..
Ya teker teker vurulacak, ya korkup susacağız.
Biz işte buyuz..
Ve biz buna layığız..
Hadi bakalım sıra kimde?..