Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Bana sorarsan UEFA kupasında iyi ki Galatasaray finale kalmamış.. Çünkü o hırsla Lucescu, aslanı süt dökmüş kediye çevirebilirdi. Şöyle bi düşün beğenilmeyip de kovulan kaç tane hoca, şimdilerde yabancı ellerde, takımlarını başa oynatıyorlar.. Yahu biz ustaların ustası Derwall'ı bile kovacaktık bilader. O maçta, Beşiktaş'ı 2-1 mi 3- 1 mi ne yenmeselerdi eline bavulunu vermişlerdi. Kendi hatıratında anlatıyor.
Ama Fenerbahçelilerin de hakkını vermek lazım bağırlarına taş basıp "Dede"ye bi sezon dayandılar. Dede gelecek yıl nerede ne yapacak çok merak ediyorum doğrusu.. Fenerbahçe'yi oynatamamış, doğru. Bütün sezon kulübede suratını asıp oturdun. Çık sahaya, bi iki gol at gel gene otur be adam.. Çanakkale'de Kepez Belediyesi'nin geleneksel yağlı güreşlerinde Yunanlı bi işadamı en çok parayı bastırıp ağa olmuş! Böylece ilk defa bi Yunanlı ağamız oluyor.. Bu tepkiler de doğurmuş. Bi Kepezli "Kanıma dokundu" diyor. İyi de ligde yabancı antrenörleri, futbolcuları başımızın üzerinde taşıyıp, koyacak yer bulamıyoruz, onlar, nedense kanımıza dokunmuyor hatta kan kardeşiyiz. İster misin bunu da biçeşit namus meselesi yapıp Kepezli Yunanlıyı kessin!?
Kesmek diyince, Ankara'da Ümitköy'de sular iki gündür kesik. Ne diyor doktorlar. "Domuz Gribi'ne yakalanmamak için ellerinizi bol sabunla, sık sık yıkayınız."
Tamam sabun var da su yok! El oğlu, yeryüzünden 600 kilometre uzaklıktaki Hubble teleskobunun tamiratını, hem de saatte 28 bin kilometre hızla giderken yapabiliyor da biz, gömüldüğü bibuçuk metrelik derinlikte, uslu uslu duran su borularını onarmayı beceremiyoruz Abuzittincim. Suyu akan benzin istasyonu bulup ellerimizi yıkadık iyi mi? Allah baba bu konularda bu kadar beceriksiz olabileceğimizi kestirebilseydi bizleri de kediler gibi yaratır hiç değilse yalanarak kendi kendimizi temizleyebilirdik.
Ama güzel şeylerde oluyor Abuzittincim. Onları da yazmamız lazım. Ağrı Diyadin'de kocasının kendisini dövdüğünü söyleyip Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne sığınan kadıncağız, yakınlarının araya girmesiyle evine dönmüş, ertesi gün de kulakları ve burnu kesilmiş bi vaziyette boş bi arsada baygın yatarken bulmuşlar.
Bunun neresi güzel diyeceksin, şurası güzel, kadını taşlayıp veya 32 yerinden bıçaklayıp öldürmemişler. Diri diri toprağa da gömmemişler. Gerçi bi kaç şiş darbesi almış ama canlı kalmış yani.. Ben bunu, töre cinayetlerinin önlenmesi açısından umut verici bi vaka olarak görüyorum ve medyanın son günlerdeki olumlu yayınlarının son derece etkili olduğunu düşünüyorum.
Nice güzel günlere Abuzittincim. Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.
Tecellister@gmail.com