Televizyon çağını yaşayamamak..

Türkiye Güzeli yarışması kimse darılmasın, başından sonuna bir fiyaskoydu.
Ardından da homurtular yükseldi..
"Güzellik Yarışmaları devri geçti.."
Aslında geçen devir yok, devire ayak uyduramamak var..
Niye fiyasko, ona bakalım önce..
Birincisi..
Yarışmada insanları hayran bırakan güzeller yoktu. Neden?.
Çünkü, bu ülke genç kızlarının ve de onların ailelerinin çoğu artık yapılan seçimlere güvenmiyor. "Kazanacaklar belli.. Kızımızı figüran yaptırmayız" diyorlar. Bu yaygın kanının sorumlularının başında, organizasyonu son yıllarda yüklenen Can Sandıkçıoğlu geliyor.. Sevgili Can belki de iyi niyetle müdahale ediyor, ama ediyor. Ben jürilik yaparken bir defasında toplantı odasında resmen "Numara" söylediğini hatırlıyorum.
Tabii kimsenin ağzı torba değil. Bu müdahaleler konuşuluyor, pire deve yapılarak naklediliyor ve iş büyüyor.
İkincisi, yarışmanın kendisi.. Yayıncı kuruluş, Miss Turkey'in gecenin dört saatini dolduran bir televizyon şovu olduğunun farkında değil..
Ham, hum, şaralop.. Ben yaptım oldu ucuzluğu..
Şimdi Star TV Yöneticilerine sormak isterim..
Oscar Töreni En İyi Filme heykelcik vermek ve Kodak Tiyatrosunda toplanan bin kişiye izletmek için mi yapılıyor?.
Olur mu?.
Hedef, dünyanın dört bir yanındaki 2 milyar seyirci.. Bu 2 milyarı ekran başında tutmak için bir yıl önceden çalışmalar başlıyor. Her şey, ama her şey en küçük ayrıntısına kadar hesaplanıyor..
Amerika'nın o sıradaki en gözde sunucusu aylar önceden belirleniyor. Bir ekip, onun yayın boyunca yapacağı esprileri hazırlamaya başlarken, bir usta yapımcı/ yönetmenin liderliğinde bir başka dev ekip, geceyi planlamaya başlıyor. İstenen her şeyiyle unutulmaz bir şov yaratılması.. C
anlı müzik yapacak orkestra.. Dansçılar.. Ödülleri verecek starlar.. Hiç bir şey tesadüfe bırakılmadan belirleniyor..
Kırmızı Halı ayrı bir TV şovu olarak planlanıyor.. Nerdeyse 100 metreyi bulan halının etrafında toplanan halk bile nerdeyse tesadüf değil.. Bağıran, çığlık atanlar amigo gibi aralara serpiştiriliyor ki heyecan yaratsınlar.. Yıldızların gelişleri büyük ölçüde ayarlanıyor ki, çakışma olmasın.. Birer birer, alkışlanarak, kameralara konuşarak geçsinler..
Böyle olunca dünyanın dört bir yanında insanlar 6 saat boyu ekran başında kalabiliyor. Hatta bizim ülkemizde olduğu gibi, gece yarısından sonra ekran başına geçip sabaha kadar uykusuz kalarak izliyorlar..
İnsanlar, dediğim de milyonlarca.. O zaman reklam gelirini düşünün.. Yapılan masraf kat kat çıkıyor.. Tüm dünya, ertesi yılı iple çekiyor.
Bizde böyle düşünülmüş, planlanmış tek gece var mı?. Altın Portakal, Siyad, Afife Ödülleri dahil.. Yayıncı kuruluş bile bulamıyorlar.. Biri yayınlasın diye nerdeyse üste para verecek haldeler.. Neden?. Çünkü hepsi felaket.. Hepsi şişirme.. Hiç birinde seyre değer bir şey yok..
Miss Turkey yarışması, televizyonların en güzel gecelerinden biri olabilir.. Hala olabilir..
Birisi "Büyük" düşünmeye cesaret eder ve kolları bugünden sıvarsa..
Nasıl mı?.
Yarın anlatacağım!..