HINCAL ULUÇ

Filmler ve yazarları..

Sinema yazarları sinemayı ne kadar yazıyorlar hiç düşündünüz mü?.
Bence çok az.. Hele tartışmaları sıfır..
Bu ülkede siyaset, spor, sanat hem de nasıl tartışılırken, sinema "Laf oldu, torba doldu" gibi geçiştiriliyor sanki..
Hepsinin belli günleri yerleri var. Bu yeri doldurmak için hepsi, belli günlerde, filmi getirenlerin özel gösterimlerine birlikte katılıyor.. Orada birbirlerini etkileyerek izliyorlar. Sonra da, okura değil, birbirlerine yazıyorlar.. Yani bana öyle geliyor..
Sıradan seyirci arasında film izlemedikleri için genel seyirci tepkilerinin farkında olamıyorlar. ("Bu filmi yazmadım, çünkü basına özel gösterim yapılmadı" deyişleri bir itiraf değil mi?.)
Ben bu ülkedeki en sinema meraklısı insanlardan biriyim. Okumayı da seviyorum. Yani sinema yazarlarının bir numaralı potansiyel müşterisiyim. Ama yazılar beni tatmin etmiyor..
Örnek..
Son haftalarda çok tartışılması gereken iki film vizyona girdi..
Katil Joe ve Alacakaranlık Efsanesi Şafak Vakti 2!..
Katil Joe, pek az ve kenar denecek sinemalarda sessiz sedasız oynadı geçti. Mars mesela filmi Kanyon'a koymadı. Oysa bana sorarsanız yılın en çarpıcı filmlerinden biriydi. Ben kara sinemanın bu kadar çarpıcı örneğini gördüğümü hatırlamıyorum..
Sigortasına konabilmek için babası ile anlaşarak anasını öldürmeye karar veren oğul.. Suikastçı olarak tutulan kasaba emniyet müdürü.. Bu müdüre ücret olarak verilen 15 yaşındaki kızkardeş..
Kızla ağabey arasında ensest ilişkiler.. Daha aklınıza gelen gelmeyen bir yığın pislik..
Ve de olağanüstü bir oyunculuk..
Bu filmi sinema yazarları tartışmalıydı. Seyirci olarak kafamda doğan yığınla soruya yanıt bulmalıydım.
Farkına varmadılar. Sizin fark etmenizi de sağlayamadılar..
Alacakaranlık için salona girdiğim anda "Yanlış filme geldim" dedim.. Sinema 14- 19 yaş arası gençlerle doluydu, çoğu da genç kız.. Ben çok az şeyi, sakız gibi uzata uzata anlatan filmi çok sıkıcı buldum.. Finalde ışıklar yanınca, bir kaç genç bana geldi, imza istemek, fotoğraf çektirmek için.. Fırsatı kullanıp "Nasıl buldunuz" dedim.. Bayılmışlardı..
Çıkınca sinema müdürüyle konuştum. İki salonda gösteriyorlardı. Film müthiş iş yapıyordu, seyirciler genelde orta okul, lise düzeyinde genç kızlardı..
Peki ama neden?.
Yapımcılar bu yaştaki genç kızlar arasında efsane olmak için neyi keşfetmişlerdi?.
Sinema yazarlarımız bunu tartıştılar mı?.. "Niyesini" söylediler mi?.
Seyircinin kim olduğunu bilmezseniz, aklınıza böyle bir soru gelmez ki..
"Ben yazdım oldu..
"Hayır olmadı, dostlarım!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.