Parkçı Topbaş!..
Kadir Topbaş Başkan İstanbul'a, New York'un dünyaca ünlü Central Park'ından büyük bir park yapmak için iki yıldır çalıştıklarını anlattı..
Alkışlamak istedim ama içimden gelmedi. Başkanın, nerdeyse bitmek üzere bir Central Parkı nasıl yok ettiğini hatırladım çünkü..
Yusuf Namoğlu Beşiktaş Belediye Başkanıydı. Ali Müfit Gürtuna da İstanbul.. El ele verdiler ve harika bir işe başladılar.. Akmerkez'in altından başlayıp Dereboyu ile Ortaköy'e inen vadide harika bir park..
İçinde neler neler yoktu?. Çocuk bahçeleri, vadiye bakan evlerde yaşayan kadınların toplantı yerleri.. Botanik bahçesi.. 20 bin kişilik açık hava konser alanı.. Yürüyüş parkurları, spor alanları..
Yani, İstanbul İstanbul olalı böylesini görmemişti.
Namoğlu, ihaleye çıkarmıştı. Firma kaba inşaatı bitirmişti. Milyonlarca dolar harcanmıştı..
Seçimler oldu.. Gürtuna gitti. Topbaş geldi.. Topbaş o dünyalar güzeli projeye desteği durdurdu. Beşiktaş Belediyesi'nin eti ne, budu ne?. Aylarca bekleyen müteahhit, şantiyeyi de yıkıp gitti.
Bağa dönmesine ramak kalan dağ, gene dağa dönüştü.. Şimdi oraya gidip bakmak bile ciğerimi yakıyor..
Kadir Başkan, yeni parkı yapmadan, o gerçek Central Parkı niye durdurduğunu açıklar mı acaba, bugün?.
Bu arada.. Başbakan, Topbaş'ın "Central Park" deyişini eleştirmiş. "Niye taklit" diyor. Central Park'ı, özel bir marka değil, genel bir tanım olarak kullanıyoruz. "Central Park" sözü, bir "İşlevler dizisi" içeriyor. Bir park şeklinin adı oluyor. Jilet gibi, jeep gibi, frijider gibi.. O artık marka değil, bir tür adı.. Hyde Park'ın "Özgür konuşma alanları"nın adı olduğu gibi..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.