İğne kendimize..
"İstanbul'un iflasının resmidir" diye koymuştum oysa..
Sevgili editörüm de posta pulu gibi kullanınca, resimde ne olduğunu anlamak mümkün değil.. Oysa resmin kendisi, benim makalemi 10 defa gereksiz yapacak kadar çarpıcı..
Onun şimdi bu resmi yeniden yayınlıyorum. Dilerim bu defa anlaşılır boyutta kullanılır..
Bakın bir daha yazıyorum.. Kabahat, TEM Otoyolunda giderken ayağını ön camdan çıkaran sürücüde değil.. Kabahat, İstanbul insanını bu kadar pervasız, bu kadar korkusuz, bu kadar çekinmez yapan İstanbul trafik yönetiminde.. İstanbul Valisi'nden başlayarak, bizim köşede bekleyen memura kadar öyle bir rahatlık, gevşeklik var ki, vatandaş da bunu yapabiliyor, inanır mısınız?..
İlk yazdığım Boğaziçi Köprüsüne Zincirlikuyu çıkışı önüne park etmiş manav kamyonu resmine gelen tepkilerden birini de bu vesile ile nakledeyim ki, lagarlığın boyutlarını varın hesaplayın..
Okur Samim Keskinbora'dan.. "İstanbul'un iflasının resmidir" başlıklı yazınızı okudum. Başımızdan geçen olayı sizinle paylaşmak isterim. Sözünü ettiğiniz seyyar manav maalesef ne yeni, ne de ilk.. Sizin sözünü ettiğiniz noktada duran seyyar manav için arkadaşımla birlikte 30 metre geride park etmiş olan trafik polisine şikâyette bulunmuştuk. Aldığımız yanıt "Belediyeden izinleri var" olmuştu. Memleketin çivisi çıkmış Hıncal Bey.."
Muhterem sürücü İkinci Çevre otoyolunda ayağını sürücü camından dışarı uzatmış rahatlıyor.. TEM güya en çok kontrol edilen yol ama vatandaşta yakalanma korkusu yok ki..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.