HINCAL ULUÇ

Benim güzel Türkiyem..

Geçen sezonun son konserinde "Harikaydı.. Teşekkürler" diye veda ederken Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu yüzümdeki endişeyi okumuşçasına "Gelecek yıl, daha da harika olacağız" demişti.
150 yıllık Boğaziçi Üniversitesi'nin efsanevi Albert Long Hall konserleri Evin İlyasoğlu'nun inancı, ısrarı ve bitmez tükenmez çabalarıyla yıllardır sürüyordu.
Evin bir yanda, gençleri klasik müziğe çekme savaşı veriyor, bir yanda, ne olursa olsun hayli maliyetli konserleri gerçekleştirebilmek için, sponsorlar peşinde adeta dilencilik yapıyordu.
Mesela, reklam ve tanıtım için milyar kere milyarlar harcayan THY, cebinden beş kuruş çıkmadan, 30 pas bileti vermek için nazlandıkça nazlanıyordu. (Bu yıl da hâlâ nazdalar.. Gidip ayaklarına mı kapansam?..)
Bu arada rektör de değişmişti. Tanımıyordum, bilmiyordum, bu konserlere nasıl bakacağını.. "Seneye de başlayacak mı acaba" endişem bundandı..
Seneye başladı.. Hem de ne muhteşem başladı..
Çarşamba gecesi "İşte benim Türkiyem" diye nasıl gurur duydum, yüzlerce genç arasında, dünya güzeli bir konser izlerken..
Harika, beni kapıda karşıladı. Tıklım tıklımdı, Albert Long Hall'ün önü.. İçerisi de öyle.. Sezonun ilk konserinde daha tek boş koltuk yoktu. Gençler öylesine koşmuşlardı.. Evin'in yıllar önce bu konserlere, çoğu davetli, kolundan tutulup zorla getirilmiş bir kaç sıra koltukla başladığını hatırlarım..
Klasikçiler, yapıtları seslendirirken, bölüm sonlarındaki alkışlardan hoşlanmazlar.. Bense bayılırım.. Bölüm bittiğinde alkışlayan seyirci "Yeni"dir çünkü.. Biz de anamızın karnında öğrenmedik, ne zaman alkışlanıp, ne zaman bekleneceğini.. Onlar da öğrenecekler.. Ama dileğim, bu yanlış alkışlar hiç eksilmesin.. Çünkü onlar hep yeni izleyiciler.. Biz geldik, öğrendik, sevdik, gidiyoruz.. Geleceğimiz onlar!.
Evin İlyasoğlu bir kahraman.. Bir yandan okulda hocalık, bir yandan, gazete ve dergilerde yazarlık, bir yanda birbiri ardına kitaplar.. Bir yanda, hepsinden önemlisi eşinin müthiş bir bakım, ihtimam, ilgi isteyen rahatsızlığı..
Bunların arasında, bu konserleri gerçekleştiriyor işte.. Dünyanın en önde gelen, en ilginç sanatçılarını Boğaziçi Üniversitesi'ne getirmeyi başarıyor..
Charlie Siem (Keman) ve Caroline Jaya- Ratnam (Piyano) da onlardan..
Charlie Norveç asıllı, ama Londra'da büyümüş bir genç virtüöz.. Müthiş.. Nasıl müthiş..
Arada Prof. Oya Başak, yanıma koştu.. "Hıncal" dedi.. "Bu haksızlık!.. Delikanlı, Norveç'in en zengin ailesinden.. Müthiş yakışıklı.. Tepeden tırnağa Armani giymiş. Armani'nin baş mankeni sanki.. Kemanı da böyle çalıyor.. Kıskandım.."
"Sen ne kıskanıyorsun hocam" dedim.. "Bırak ben kıskanayım!."
Konserine, şakalarla başlayan Norveçli çok da şeker.. Genelde Caroline Jaya ile birlikteler konserlerde..
Önce Grieg çaldılar tabii.. Norveçli ne çalacak ki.. Keman sonatı.. Nasıl keyifli bir parça.. Arkadan Jenö Hubay'ın Macar ruhunu kattığı Carmen Fantezisi ki, olmaz böyle şey.. Yıkıldı salon.. Sonra Brahms'ın sonatı ve finalde Ravel'in Çigan'ı.. Bir daha yıkıldı.
Yani bir üniversite konserinde, yepyeni gençler önünde bir açılış konserinin programı ancak bu kadar güzel olur.. O gece orda olan "Yeni" gençler, bir daha o kapıdan ayrılmazlar..
Teşekkürler Evin.. Teşekkürler Gülay Hocam.. Teşekkürler FinansBank..
Ne mutlu size Boğaziçi Öğrencileri..
Ne mutlu, Türkiyem.. Geleceğine, bu gençler yetişiyor!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.