Ben de sevdim!..

Efendim bu aslında bir YA filmi Labirent: Ölümcül Kaçış.. YA, son zamanlarda bir tür.. Young Adults'ın kısaltması.. "Genç Büyükler" tam karşılığı.. Olgun Gençler, Olgun Ergenler de diyebilirsiniz.
Onlar için romanlar yazılıyor.
Best seller.. Onlar için filmler çekiliyor..
Tıklım salonlar..
Açlık Oyunları roman ve filmlerini hatırlayın..
Filmler distopik bir gelecekte geçiyor.. "Dis" ön eki Yunancada "Kötü" demek. "Distopya" da, "Kötü ülke" oluyor.. Ütopya nasıl hayali bir cennetse, distopya da, hayali bir cehennem..
Gelecek üzerine çekilen filmlerin hemen hepsi, düşünürseniz, distopik.. Şimdi bu film, tırmanılması mümkün olmayan devasa beton surlarla çevrili bir yerde başlıyor..
Bu surların içinde, tamamı ergenlik çağında, hepsi erkek, 50-60 kişilik bir nüfus yaşıyor.. İlkel Afrika kabileleri gibi, çalı çırpı evler yapmışlar.
Yedikleri, içtiklerini kendileri yetiştiriyorlar.
Bu sur içi dünyasının sur dışı dünya ile iki bağlantısı var. Birisi ayda bir yerin altından gelen bir asansör. Bu asansörde yaşamlarını devam ettirmelerine yarayacak malzemeler ve her defasında bir genç çocuk daha geliyor. Devasa surlarda ise her sabah dev kapılar açılıyor. Gençler dışarı çıkabiliyor, ama gün batmadan dönmek zorundalar. Çünkü dışarda kalanları örümcek vücudunda akrep iğnesi taşıyan robot canavarlar sokup öldürüyor.
Yani.. Geçmiş ve geleceğin yan yana yaşadığı iki dünya var filmde..
Gençler sabah dışarı çıktıklarında ayni surların devamı korkunç labirentlerle karşılaşıyorlar.
Bu labirentleri aşabilirlerse, esaretleri bitebilir. Ama labirentler acımasız.. Mekanik labirent bunlar..
Durmadan şekil değiştiriyorlar.
Yani sabah çıkıp akşam dönenlerin çizdikleri harita ertesi gün değişiyor.
Filme konu olan romanların sayısı 4!. Bu daha ilki..
YA filmi ama ben, bu yaşımda başından sonuna keyifle ve merakla izledim.. Hepsini ilk defa izlediğim gençlerin oyunlarına da bayıldım.
Böyle filmlere genelde erkekler meraklı olur. Ama benim gittiğim salon genç kızlarla doluydu.
Amerika'da da öyle olmuş..
60 yakışıklı delikanlı oynayınca, böyle oluyormuş..