Kabotaj!...

Bugünün gençleri, başlıktaki lafın anlamını bilmiyorlarsa, şaşmayın. Daha acısını söyleyeyim.
Dün Kabotaj Bayramı'ydı..
..Ve de Cumhuriyet'in en anlamlı bayramlarından biriydi.
Atatürk, genç Cumhuriyeti için iki muhteşem iş yapmıştı. Osmanlı tarafından dünyaya verilen iki imtiyazı kaldırdı.
Biri kapitülasyonlar.. Onu unutmadık, Allah'tan..
Öteki kabotaj.. Yani Türk limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkının Türk teknelerine verilmesi ve Türk kara sularında Türk bayrağı çekilmesi mecburiyeti..
Dün Kabotaj Bayramı'ydı, farkında olanınız var mı?.
Egemenlik simgesi bayramı unuttuk gitti, Cumhuriyetin pek çok değerini unuttuğumuz gibi..
Çocukluğum deniz kenarında, Bandırma'da geçtiği için çok iyi hatırlarım 1 Temmuzları..
Deniz kenarında gösteriler ve eğlenceler düzenlenir, irili ufaklı yüzlerce tekne, sahile paralel geçit yaparlar, bazıları biz çocukları bedava bindirirlerdi. En çok da onu severdim.
Hele geceleri, rengarenk tekne geçişleri ve havai fişekler..
Her türlü su sporu yarışması yapılır, ben çok denize doğru uzanan yağlı direkte suya düşmeden en uca kadar gidebilme yarışını severdim. Cumburlop düşenlere kahkaha atar, uca varanları alkışlardık.
Dün sabah, NTV'de Güngör Ağabeyi (Uras) dinliyorum. Üç tarafı deniz ülkesi Türkiye'de denizcilik yok, onu anlatıyor..
Şu çarpıcı rakamlara bakar mısınız?.
İstanbul'da her gün 14 milyon insan bir yere gidiyor.. Bu gidişlerde denizi kullananlar sadece yüzde 2.5..
Arka arkaya köprüler yapıp kara yolculuğunu teşvik ve tahrik ettiğimiz yetmedi, deniz yollarını da öldürdük.
İstanbul'un semt iskelelerinin yüzde 90'ı şimdi ya süs diye boş duruyor, ya da kiralanmış, meyhane olmuş..
Metro diye yerleri kazıp, 20 sene sonra işleyecek planlar yapana kadar, hazır deniz yollarını kullansana.. Denizciliği teşvik etsene..
Kabotaj Bayramı artık yok.
Teklifim..
Bundan böyle 1 Temmuz, Sabotaj Bayramı olsun!.