Nihayet, bir sakin ses!..

Acılı koşuşturma günlerinde, bir yandan da olup bitenleri izleyip çıldırıyorum..
Ruslar, Boğaz'dan bir savaş gemisi geçirmişler. Montrö anlaşması ile hakları var. Ama geçerken bir asker sırtında bir silahla koşarak güverteye gelmiş. Resim çektirmiş.
Çektirir a.. Zavallı Rus kimbilir belki de ilk defa dünya cenneti Boğaz'dan geçiyordur.. Eşe dosta akıllı telefonu ile göndermek için çektiremez mi?. Siz olsanız çektirmez misiniz?.
Yahu arkasında maymun gören selfie çektiriyor.. O muhteşem İstanbul'un önünden geçen çektirmez mi?.
Bakıyorum.. Yeri yerinden oynatıyoruz.. Bir yanda siyasiler.. Hele de artık kendisine ne diyeceğimi bilemediğim Bahçeli adlı garip adam.. Bakanlar.. Yangına körükle giden gazeteler, dehşetengiz yazarlar..
Rusya Türkiye'yi tehdit ediyormuş.. Savaş sebebiymiş.. Niye?.
Füze göstermiş Rusya geçerken bize..
Füze?..
Yahu füze ne demek onu bilen bir Allahın kulu yok mu bu ülkede.. Omuzda taşınan füze olur mu?. Siz Kızıl Meydandan, her törende geçen füzeleri görmediniz her halde.. Bu bir omuz silahı.. Uçaklara karşı.. Yani bir ufak seyyar uçak savar roketatarı.. Rusça adı da, Sam Strela 2!. Türkçesi ne bilir misiniz?.
"Ok!.."
Şimdi Ruslar "Boğaz'dan ok geçirdik, Türkler korktu" diye halimize gülseler ne olacak!.
Efendim Yörük Işık diye bir vakti bol vatandaşımız var. Boğaz'dan geçen gemileri, özelde de Rus gemilerini gözlemeyi kendine iş edinmiş. Oturuyor Boğaz sahiline dürbünü ve fotoğraf makinesiyle.. Akşamı ediyor. Yaz aylarında, Euronews'da izlemiştim onu.. Elinde resimler var.. Anlatıyor.. "Ruslar, sivil gemilerle askeri malzeme taşıyorlar, Akdeniz'e.. Tank, hatta helikopter dahil" diyor.. O zaman Ruslarla aramız iyi.. Sivil gemiyle giden askeri malzemeye , tanka bile aldıran yok..
Şimdi işler kesat ya.. Bir roketatar için yeri yerinden oynatıyoruz. Üstelik o gemi, o füze(!)yi oyuncak yapacak gerçek silahlarla doluyken..
Neymiş.. Göstermiş..
Çıldırıyordum ki, aklı başında bir ses çıktı, günler sonra.. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş "Füzeli geçiş, çocukça bir şov" dedi, arkadaşlarını da fazla kırmadan özenle seçip konuşarak..
Oh be!..