HINCAL ULUÇ

Turgay Ciner’e “son” açık mektup!.

Türkiye'nin gelmiş geçmiş en güzel gazetelerinden biri olarak, hayli güçlü bir kadro ile çıkmıştı HaberTurk..
Bir gazeteci olarak, böyle iddialı bir yayın organına daha sahip olmak beni çok mutlu etmişti. Ama iç çekişmeler, sen ben kavgası o boyutlara vardı ki, büyük umutlarla transfer edilen pek çok önemli gazeteci, yazar ayrıldı, kovuldu, bazısı hatta işe bile başlayamadı.
HaberTurk ufaldı, ufaldı.. Nerdeyse konuşulmaz hale geldi.
Son zamanlarda öyle az elimde kalıyordu ki..
Serdar Turgut'u okumak.. Spor sayfasına, yazılarına değer verdiğim arkadaşlarıma, başta haftada bir de olsa Fatih Altaylı'ya bakmak.. Pazar günleri de, Güngör Denizaşan'ın fevkalade nostaljik ve beni hep güldüren köşesine dalmak.. Hepsi o..
Ne var ki, bu çok azalan zevkimi de, gazetenin mastürbasyoncu editör ve tasarımcıları yok ettiler..
"Bu gazete nasıl olsa okunmuyor, bari güzel olsun" dediler. İğrenç bir dişi yazı kampanyası başladı ki, okunmaya değer olan da okunmasın..
O zaman bu köşede sana bir açık mektup yazdım sevgili patronum.. Ama belli okumadın. Sekreterlerin senden sakladılar. Gazete içinden kimse de sözünü etmedi.
Bu defa, bu yazının ardından seni arayacağım. Okuyup okumadığını, okuduysan ne düşündüğünü soracağım..
Bana patronluk ettiğin kısa sürede Sabah'la nasıl satır satır ilgilendiğini bilirim. Belli HaberTurk'u eline bile almıyorsun.
Alsan "Bu gazete okunmasın" diye sayfa yapanları uyarır, hatta kovardın..
Geçen hafta, çok sevdiğim genç yazarlardan Oray Eğin, kıymetinin farkına varmayan Sözcü'den ayrılıp, senin gazetene transfer olunca, haftada beş gün yazmaya başlayacağını söyleyince, HaberTurk'e bir daha davrandım.. Ama Oray'ın da en ilginç yazısını piç etmiş, okunmaz hale getirmişler..
Bunu niye inatla, ısrarla yapıyorlar biliyor musun patron?.
Hem okunur, hem güzel sayfa yapmayı bilmiyorlar. "Okunmasın ama patron uzaktan bakarsa güzel görsün" diye, bir..
Ben eleştiriyorum diye, inadına, iki..
Bunu bana içerden çok yakın ve çok güvendiğim bir arkadaşım söyledi..
"Sen kızmıyor musun, yazılarının okunmaz hale getirilmesine" dedim..
"Rica ettim arkadaşlardan 'Benim yazıları dişi vermeyin' diye Hıncal Ağbi" dedi.
Sonuç ne olmuş..
Sayfanın çizeri "Hıncal yazdıkça inadına dişi yapacağız" diye cevap vermiş, iyi mi, Sevgili Patronum..
Daha ne diyeyim ki!.
Not: Sevgili patronum öğleden sonra beni çıldırtan Çarşamba günkü Fatih Altaylı ve Oray Eğin sayfalarını gördüm.
Bu iki sayfayı Allah rızası için okumaya çalış ve editörlerinizin gazetenizi yok etmek için nasıl çalıştıklarını gör lütfen.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.