
Dünya güzeli kitaplar!..
Yeni yılda çok güzel kitaplar geldi bana.. Harika baskıları, harika ciltleriyle insanı ilk bakışta çarpıyorlar bir defa.. İçleri de bu çarpıcı görünüşü katlayacak kadar zengin..
Hem bakmaya doyamıyorsunuz, hem de okumaya..
Koyacaksınız baş köşenize.. Vakit buldukça çevireceksiniz sayfaları.. Saatlerce bakabilirsiniz de, okumak isterseniz, günler, günler lazım..
Birkaçını seçtim, sizlere sözünü etmek için..
Şöyle bir karıştırıp aldığım notlar bunlar.. Fikriniz olsun diye.. Yapanlara teşekkürüm olsun diye..
"Borusan Contemporary Art Collection" harika bir sanat kitabı.. Serinin üçüncüsü..
Holdingin koleksiyonu ve sergileri için küratörler tarafından seçilip alınan eserlerden örnekler.. Çağdaş sanatın en güzel örneklerini sunan dev boyutlu, harika baskılı bir kitap. Eserler de, sanatçıları da tanıtılıyor. Borusan'ın sahip olduğu hazine, adeta elinizin altında..
Serginin gene harika basımlı kitabının sayfalarını çevirirken yüzüm nasıl kızardı.
Eylülde açılan AI Weiwei sergisi 28 Ocak'a kadar devam edecek. Bugün, bu yazı bittikten sonra, çıkıp Emirgan'a, Sabancı Müzesi'ne gideceğim.
Kitaba şöyle bir baktım.. Weiwei, muhteşem şeyler yapmış.. Sergiyi gezdikten sonra, hafta sonu kitaba gömüleceğim.
Egemen Bostancı'nın, nurlar içinde yatsın "Saz mı Caz mı" diye bir müzikali vardı. Çocukluğumun Anadolu düğünlerinden hatırladığım sözcükler saz ve caz. Düğünde bunlardan biri, düğün sahibi zenginse iki de olurdu. Saz, minik bir fasıl heyeti. Caz dedin mi, bateri gelirdi akla. Ortada davullu, trampetli, zilli bateri. Yanında bir iki alafranga müzik aleti.. Onlar da tango başta, alafranga çalardı, caz. Ama ikisi de düğünü mutlak Kasap Havasıyla bitirirlerdi. Hâlâ da öyle ya..
O yılların sanatçıları.. Plakları.. Dergileri.. Gazeteleri.. Reklamları.. Cıngılları..
Aç sayfaları Hıncal.. Çevir ve gençliğini yeniden yaşa..
Bu yıl devamınca salondaki masamda olacak, bankamın, Yapı Kredi'nin kitabı.. Teşekkürlerimle.. Okudukça bazı bölümleri de size naklederim. Söz..
İşte o DenizBank'ın, DenizKültür'ü, o Perihan Yücel'in hazırladığı "Tarım ve İnsan" diye harikulade bir kitap yolladı bana..
Anadolu'dan bakmaya doyamadığınız kırsal fotoğrafları.. Hepsinin altında nasıl hınzırca seçilmiş laflar..
Bir yalağın başında bir öküz.. Altında "Tarlanın ince taşlısı, öküzün inek başlısı makbuldür.."
Balıkçılar ağ topluyor.. "Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.."
Fal tutar gibi aç, oku albümü..
"Ara Güler's Istanbul.."
Ara Güler'in İstanbul'u.. Ara'nın her biri tablo, siyah beyaz İstanbul fotoğrafları.. Hepsi birbirinden güzel.. Hepsi birbirinden nostaljik, hepsi "Özlem" duyusu yaşatan sanat eserleriyle İstanbul..
Olmaz böyle şey..Ara ki bulasın o İstanbul'u..
Ya da bu kitabı bulun alın. Enfes kitabın sunumunu Nobel'li yazarımız, bir başka İstanbul sevdalısı, Orhan Pamuk yapıyor üstelik..
Ne yazık ki, Pamuk'u sadece İngilizce bilenler okuyabilecek. Thames&Hudson'ın kitabı İngilizce çünkü..
Ama Ara'nın fotoğraflarının konuşmadığı dil yok!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.