Devletin Vidası’nı çıkarmayın lütfen!.
Harika bir sinema yasası çıkararak çok önemli sorunları çözen Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, "Organize İşler 2" filmini Yılmaz Erdoğan'la birlikte izlemiş. Hayır özel gösteri falan yapmamışlar. Bilet alıp normal seansa gitmişler ve halkla birlikte izlemişler.. Ne kadar güzel değil mi?.
Ne yazık ki değil..
Ersoy'un çıkardığı yasanın bütün sinemaseverleri mutluluğa boğan maddesi, film öncesi reklamların "10 dakika" ile kısıtlanmasıydı.
Hem de o yasayı çıkaran ve yürütmekle sorumlu olan Bakan'ın bulunduğu seansta tam 35 dakika reklam göstermiş sinema, devlete meydan okurcasına..
Bakanda çıt yok. Film bitince Yılmaz dayanamamış..
"Eğer film 20.15 yazıyorsa seyirci 21.00'de girsin. Gördüğünüz gibi 35-40 dakika reklam izledik" demiş.
Buyrun "10 dakika reklam" yasasını koyan ve yürüten bakanın cevabı..
"Sizin gibi üstatların filmlerinde böyle uzun reklamlar oluyor.."
Yılmaz şaşkın..
"Sayın Bakanım buna sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim!."
Valla seni bilmem ama ben kahroldum, Yılmaz!.
Kendi koyduğu yasanın kendi gözleri önünde katledilmesine ses çıkarmayan, bu ülkede yasaların "Adamına göre uygulandığını" söyleyen bir bakanımız var!.
Bir otomobil geldi, o boş şeride usul usul, hırsız gibi girdi. Sonra kırmızıda bekleyen bizlerin en önüne kırdı, kırmızıda bastı gitti.. Tam "Mahalle uyanığı!."
Akmerkez'in önü.. Kent merkezlerinden biri orası.
Arabanın plakası..
34 A 85166!.
Tahmin ettiniz.. Bunu yapan polis. Bu kentin trafiğinden sorumlu polis..
İç İşleri Bakanı'nın genelgesi önümde.
"Görevli olmayan tüm devlet araçları, vatandaşla ayni kurallara uyacaklardır."
A 85166 görevde isen çakarları yak, bilelim. Değilsen, sırana gir bekle. Bakanlığın emrine uy.
Atalarımız "İmam/ Cemaat" demiş. Bu kafa ile sen mi düzelteceksin İstanbul trafiğini..
Yalama olur çünkü!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.