Gidenler.. Gidenler!.
Tam da şairin dediği gibi gitti, Koca Süleyman Turan!.
"Bir garip ölmüş diyeler Üç günden sonra duyalar.." Kapısına asılı gazetelerin alınmadığını gören komşular haber vermiş de açıp girmişler ki, Süleyman Turan yerde yatıyor.
İki gün önce kalp krizi geçirmiş, ölmüş.
Bizim içimizden biriydi. Karikatür, çizgi roman çizerdi gazete ve dergilere..Sonra sinemaya başladı.. Yüzden fazla filmde oynadı. 1971'de 8 film yaptı mesela ve ikisiyle Adana ve Antalya Film Festivali'nde iki ödül kazandı.
Kalemi, mizahı harikaydı.
Zeki/ Metin'e skeçler yazacak kadar..
Ama işte son bu.. Sonuç bu..
Bir zamanlar etrafını saran, yüzlerce dost, hele bu cep telefonu devrinde nerde?.
"Nasılsın" diye arayanı bile yok ki, komşular "Bu adam niye gazetelerini almıyor kapıdan" diye merak etmişler de, "Ölüm kokusu" mahalleyi sarmadan duyulmuş.
Ne müthiş oyuncuydu, Devlet Tiyatrosu'nda. Ankara yıllarımda ne harika oyunlarda, ne harika rollerde izledim. Yazardı.
Yönetirdi de..
O da minnacık iki haberle gitti.
Meyhane merakım yok, hele meyhane çıkışı sabaha karşı işkembeciye gitme adetim hiç yoktur.
Buna rağmen bilirdim, Apik adını..
Dolapdere'de efsane işkembeciydi. Bu yüzden herkes gibi bilirdim. Dükkanını 24 saat açık tutan o büyük ustayı..
Ermeni Üç Horon Vakfı'nın Başkanı olduğu için tanıdım Apik Hayrabetyan'ı.
Hele Ermeni Cemaati Maral Müzik ve Dans Gurubu'nun gösterilerini hiç kaçırmadığım için iyi de dost olmuştuk.
Beş yıl önce dükkanı kapadığında "Dolapdere'nin ışığı söndü" demişlerdi.
Toprağın bol olsun, Usta!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.