Müthiş pas trafiğiyle gelen zafer

İtalya karşısında bugüne kadarki Dünya ve Avrupa Şampiyonaları'ndaki tüm finallerin en farklı galibiyetini elde ederek, Euro-2012'nin şampiyonu oldu. İspanya'nın bu şampiyonada rakiplerini ve seyirciyi sinirlendiren çok fazla hazırlık pası yapması ve alışılmış dışı üretkenlik sıkıntısı çekmesi çok eleştirildi. En büyük favori de olsan yoğun maç trafiği sonrası her zaman en iyi performansı göstereceksin diye bir kural yok. Ama Euro-2012 net olarak kanıtladı ki; İspanya günümüz futbolunun istediği ilkelerin tümüne sahip olan dünyadaki 1 numaralı takım. Müthiş bir pas trafiğine sahipler. Bunun yanında sahanın her bölgesinde de çok etkili bir takım presi uyguluyorlar. Hem oynuyorlar hem de oynatmıyorlar. Grup maçlarından sonra Avrupa Şampiyonası'nda finale kalan takımlar üç maç oynuyor. Dünya Kupaları'nda ise 4 maç. Euro 2008, 2010 Dünya Kupası ve Euro 2012'de İspanya gruplardan sonraki toplam 10 maçta hiç gol yemeden şampiyon oldu. Bu şampiyonada başarılı performans gösteren, çeyrek finalde İngiltere'yi, yarı finalde Almanya'yı deviren, büyük bir moralle finale çıkan İtalya'yı sahadan silerek 4 farklı yenmek her babayiğidin harcı değil.
Kimse "İtalya son yarım saatte 10 kişi oynadı da böyle oldu" demesin, çünkü İtalya sayısal eksikliğe düştükten sonra her şeyin bittiğini anlayıp aman fark yemeyim diye oyunu geride kabul etti. 11 kişiyken ikinci devrenin ilk 15 dakikası gibi riskli oynamaya devam etseydi değişen bir şey olmayacaktı. Herhalde son 3 şampiyonada 7 eleme ve 2 final maçında hiç gol yemeyen bir takımın iki farklı skor avantajından İtalya'ya maçı vermesi ancak hayal ürünü olurdu.