Cumhurbaşkanı Gül, Baykal ve Bahçeli'ye ne demek istedi?

Bana göre, Kürt açılımı konusunda son günlerin en çarpıcı ve en realist mesajı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den geldi. Bitlis yolunda gazetecilere açıklama yapan Gül, uzun uzun barış çabalarından, Türkiye'nin artık terör belasından kurtulmak istediğinden bahsettikten sonra demiş ki; "Bu olay zihnimin en önemli bölümünü işgal ediyor..."
Peki, Kürt meselesinin çözümünün iç dünyasında fazlasıyla yer aldığının altını kalın kalın çizen Gül, buna rağmen neden açıklamasının sonunda, "Gerçeklere bakalım. Kafamızı kuma gömmeyelim" deme ihtiyacı hissetmiştir?
Gül'ün bu mesajla kendisini kastetmediği ya da açılımı önce gündeme getirip, sonra da tam gaz yoluna devam eden AKP'yi hedef almadığı kesin...
Peki kim ya da kimlere, aslında, "Sorunları görmezden gelerek, üç maymunu oynayarak bir yere varamazsınız!" demek istemiştir Cumhurbaşkanı?
Gayet basit aslında...
Gül'ün bu mesajında hedef aldığı iki isim var. Başından beri Kürt Açılımı'na karşı direnç gösteren iki isim...
Birisi CHP lideri Deniz Baykal, diğeri MHP lideri Devlet Bahçeli!
Bakın. Şimdi ben size bir kıyak yapayım ve aslında Cumhurbaşkanı'nın son derece önemli bulduğum açıklamasından, bu iki mühim isme vermek istediği mesajı anladığım biçimde okuyayım...
"Sayın Baykal ve Sayın Bahçeli. Siyaset yapıyorsunuz ve ben sizi anlıyorum. Ancak bir devlet adamı olarak söyleyebilirim ki ikiniz de yanlış yoldasınız. Ortada sizin de benim de reddedemeyeceğimiz çok önemli bir sorun var. Bu sorun kangrenli bir bacağa benzemektedir. Siz bu işin ehli olarak diyorsunuz ki, 'Hayır bu bacak kesinlikle kangren değil! Hâlâ idare edilebilir... Hâlâ adım atabilir...' Ben de diyorum ki; 'Yanılıyorsunuz... Hem de çok fena... Bu bacak bitti! Adım atacak mecali kalmadı artık. Biz bu adamı kurtarmak için ya bu bacağı kesip kökünden halledeceğiz ya da ellerimizi havaya kaldırıp Allah'a dua ederek onu ölüme terk edeceğiz!' Onun ölümünü, yok oluşunu izlemek hiçbirimizin vicdanına sığmayacağına göre o halde haydi beyler! Siz de elinizi taşın altına koyun ve birlikte keselim şu bacağı..."