SEVİLAY YÜKSELİR

Atın altında buzağı arayanlara!

Kendi kendime, "Acaba ben mi ne yazdığımı bilmiyorum yoksa bazı insanlar işine gelmediği için, benim ne demek istediğimi mi anlamıyorlar?" diye düşünüyorum bazen...
Bir önceki yazımda, Ergenekon Davası'na bakan savcılardan Kasım İlimoğlu ile ilgili yazdığım bir kulis yazısı nedeniyle hiç hak etmediğim bir cezaya çarptırıldığımı aktardım sizlere...
Avukatlarımın, "Aman dikkat!" uyarısını göz ardı etmeden, alınan karara isyanımı anlatmak için de esprili bir üslup kullandım...
Yazım üzerine gelen bazı yorumlar beni hayrete düşürdü...
Okurların bir kısmı, "Oh olsun! Senin Balbay ya da Tuncay Özkan'ın durumunu anlaman için başına böyle bir felaket gelmesi gerekiyordu!" derken, bir kısmı ise, "Aldığın cezayı ahaliye duyurarak şöhret mi olmaya çalışıyorsun?" dedi...
Önce, benim durumumu Balbay'ın ya da Özkan'ın yaşadıkları ile karşılaştıran okurlarıma cevap vereceğim izninizle...
Sayın okurlar; ikisiyle de tanışıklığım yok! Ama buna rağmen ikisinin de bir gazeteci olarak şu anda yaşadıklarına üzülüyorum. Bugün birileri, "Serbest kalsınlar' diye imza topluyoruz" deyip, önüme bir kâğıt koysa, hiç kuşkunuz olmasın gözüm kapalı imzayı basarım o kâğıdın üzerine.
Bunu bütün gazeteciler için yaparım. Mesela o iki kişi onlar değil de, Vakit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak ya da Hasan Karakaya olsa idi yine yapardım...
Ancak burada belirtmem gereken bir nokta var...
O da, Özkan ya da Balbay'ın tutuklu olmalarının nedeni yazıları değil, gazeteciliğin dışında kurdukları ilişkiler ve de ülkenin siyasetinde önemli birer figür olarak yer almak istediklerine dair iddialardır...
Yani, onların durumunu anlamam için benim bu cezayı almış olmam gerekmiyordu!
Ben onları zaten anlamıştım...
İkinci yanıtım ise, başıma gelen olayı kaleme alışımı, şöhret olma merakıma bağlayan okurlarıma...
Allah aşkına bunun için niye böyle uzun ve meşakkatli bir yolu seçeyim ki! Şöhret olmak için bu ülkede bir kadın gazetecinin ne yapması gerektiğini bilmiyor muyuz sanıyorsunuz? Bilmiyor muyuz basit bir yazıdan 11.5 ay hüküm giymenin kimsenin gündemini meşgul etmeyeceğini ve asla umurlarında olmayacağını! Bakın söyleyeyim size... Bir kadın gazeteci bu ülkede gündeme gelmek ve de ağa babalarının dikkatini çekmek istiyorsa kullanacağı yöntemler belli... Kısa ve net!
Mesela...
1) Söyleşi yaptığın adamın gömleğinin düğmelerini açıp, kıllarını tek tek yolmak!
2) Türbanı kafaya geçirip, seksi seksi pozlar verip, "Türbanlı kadınların lezbiyen ilişkileri" konulu bir kitaba imza atmak!
3) Gazetenin tepesindeki adamı hallice kafaya alıp, basamakları 10'ar 10'ar tırmanmak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.