SEVİLAY YÜKSELİR

Eski Türkiye'ye geri mi dönüyoruz?

Daha geçen hafta. Cuma günü. Atina'nın meşhur Plaka sokaklarında dolaşırken karşılaştığım İzmirli Rum diyordu ki; "Boşuna kaçıp gelmedik buralara! Boşuna terk etmedik anavatanımızı! Anadilimizi gizli gizli konuşabilirdik ancak. Aklımıza her esen yerde Rum kimliğimizi ortaya koyamazdık. Çoğu zaman itilmemek, horlanmamak adına kökümüzü saklamak zorunda kalırdık. Kavga edenlerden birinin diğerine öfkesini kusarken, 'Seni gidi aşağılık Rum piçi!' dediğini duymazdan gelirdik! Ama duyuyoruz ki artık yaşanabilir bir Türkiye var sizin oralarda. Hiç değilse inkâr politikalarının bittiğini, bir Kürt'ün, 'Kürd'üm ben!', bir Ermeni'nin, 'Ermeni'yim', bir Alevi'nin, 'Aleviyim' diyebildiği bir Türkiye var!"
Aslında onun söylediklerinin hepsinin farkındaydım bende ama yine de 1968'de anavatanını terk etmek zorunda kalan kalbi buruk bir İzmirliden bu sözleri duymak beni çok mutlu etmişti.
Ülkem adına, ülkemdeki halklar adına tarifi cidden imkânsız bir gurur yaşamıştım...
Zihinlerinde Türkleri hep birer barbar olarak tanımlayan komşu ülkenin bir insanından bu sözleri duymak ve Türkler ve Türkiye hakkındaki bütün yargılarının değiştiğini görmek beni acayip keyiflendirmişti.
Ancak ne zaman bizi bütün bir hafta Ege'nin mavi sularında oradan oraya taşıyan gemimiz İzmir Körfezi'ne demir attı ve ben internete girme imkânı bulup, Zeytinburnu'nda son günlerde yaşanan olayları anlatan haberleri okumaya başladım, işte o zaman Atina'dan sonrasında Rodos'tan aldığım keyif yerini karamsarlığa ve umutsuzluğa bıraktı. Çünkü halkların kardeşliği, barışı bir kez daha sabote edilmişti.
Tıpkı 1980'lerde Maraş'ta, Çorum'da, Malatya'da olduğu gibi... Ürküyorum. Çünkü biliyorum ki, barış sürecinin devam etmesini istemeyen bu alçak sabotajcılar bildikleri bütün kirli oyunları sahneye koymaya son sürat devam edecekler.
Ve yine biliyorum ki bu kirli ve iğrenç oyunlara sade vatandaşın alet olması halinde, Türkiye 1970'lerin, 1980'lerin o karanlık Türkiye'sine hızla geri dönecek!
Atina'daki İzmirli'nin arkasına bile bakmadan terk ettiği o eski Türkiye'ye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.