SEVİLAY YÜKSELİR

Ergün, 'Gezi'cilere soruyor: Niye sessizsiniz?

O bilmez. Şimdi şimdi tanıyor beni ama ben onu 90'lı yıllardan bilirim.
SHP gençlik kollarında bir üniversite öğrencisi olarak kendi çapımda siyaset yaparken, o da partinin faal üyesiydi. Oyunculuğuna zaten hayranlığım vardı ama ben asıl konuşulamayacak konular üzerine konuşabilme cesaretine hastaydım.
Halil Ergün, kimsenin Kürt meselesine dair laf edemediği, "Kürt'üm" demenin bile suç olduğu yıllarda ağzına geleni sayan bir adamdı. Hem Kürtlerin, hem Alevilerin ötekileştirilmesine karşı net duruşu vardı. Tabii İznik kökenli, soyu Osmanlı'dan gelen ve dedesi İttihat Terakki üyesi olan Türk ve Sünni kökenli birinin bu duruşu sergileyeceği kimsenin aklına gelmediğinden Kürt ve Alevi kökenli sanılırdı. Bu yüzden de 94'te Beyoğlu Belediye Başkan adayı olduğunda "Oh bizden biri!" diye Alevi ve Kürt cenah sevinmişti.
Oysa Ergün'ün Kürtlükle de Alevilikle de ilgisi yoktu.
Neyse... Bu girizgâhı, durduğu yer nedeniyle ona "Dönek, yandaş, yalaka" yaftalaması yapan densizlere kapak olsun diye yazdım. İnanın bana hepsi sahtekâr! Gerçek olan sadece Halil Ergün! Çünkü mesele bugün konuşabilmek değil! O günlerde, konuşulması yasak olan konularda konuşabilmektir.
Ergün bunu başarabilmiş ender sanatçılardandır.
Dün sabah "alo" dediğinde acayip mutlu oldum.
Dertleşmek istemiş.
Baktım ki çok dolmuş!
Son günlerde yaşanan manzara onu çok üzmüş. Takmış kafaya taraftarlık meselesini. "Ben bir arada yaşama umudumu gitgide kaybediyorum" diye başladı sözlerine.
Diyor ki; "Fena kamplaşmışız.
Öyle olmuşuz ki, kin ve öfke bizi öyle noktaya getirmiş ki... Ortak değerlerimize bile göz göre göre saygısızlık ediyoruz! Düşünün. 'İncinsen de incitme' diyen bir felsefenin doğduğu bir mekânda, o felsefenin mimarının kemiklerini sızlatacak davranışlar sergileniyor! Öyle taraftar olunmuş ki, bir kısım, dünyanın gözleri önünde yaşanan katliama bile 'katliam' dememek için bahane üstüne bahane üretiyor! Yahu hani sizin Gezi Ruhu'nuz demokrasiden ve insan haklarından yanaydı? Hani siz bunların mücadelesini veriyordunuz?
Şimdi nerdesiniz? Bir ay öncesine kadar meydanlarda 'demokrasi ve özgürlük' çığlığı atan Gezi Ruhu'na n'oldu? Neden masum insanların bir cani tarafından öldürülüşüne sessiz kalmakta bu özgür ruh sahipleri?
Nedir bu vurdumduymazlığın sebebi? Sisi'nin katliam yaptığına mı inanmıyorlar yoksa diğer tarafın, yani hükümetin katliamı en yüksek sesle kınamasına, karşı duruşuna mı ifrit oluyorlar? Hangi gerekçeyle bu zulme göz yumuyorlar?"
Evet, soruyor Gezi Ruhu'nun sahiplerine Ergün. Ben de aracı olup yöneltiyorum. Hangi sebeple kayıtsız kalıyorsunuz bu katliama? Mısır'da yaşananların insanlık suçu olduğuna kanaat getirmediğinizden mi, yoksa hiç çıkaramadığınız taraftar gözlüğünüz öyle emir buyurduğundan mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.