İZLENEN DEĞİL, DİNLENENİM
- 15 yıldır kesintisiz sahne alıyorsunuz. Her kesim dinliyor. Niye?
- İyi bir repertuarım var. Çünkü gelen dinleyicinin hepsi türkü dinlemiyor ki, rock dinleyen var, caz dinleyen insanlar var. O insanlara sıcak gelebilecek şeyler sunmak lazım. Ben tüm müzik türlerine çalıştım.
- Repertuarınız kaç şarkıdan oluşuyor? - Binlerle ifade edilir. Benim yanımda yeni başlayacak biri, bilinmesi gereken bine yakın şarkıyla başlar işe. Benimle çalışan arkadaşlar Türkiye'nin en iyi müzisyenleri. Militan eğitimi aldıkları için dayanaklıdırlar da, sahnede beş saat kalırlar. Önde bir deli, ne çalacağı belli değil, ne söyleyeceği belli değil. Önümde bir plan, çizelge, repertuar olmadan çıkarım sahneye.
- Söyleyeceğiniz şarkıları neye göre seçiyorsunuz? Kitleye göre mi, kendi ruh halinize göre mi?
- Kendi ruh halime göre. Dünyanın en tehlikeli şeyi kitleciliktir. Yani popülistliktir. Kitleye göre iş yapanlardan insanlara gına geldi. 'Bugün canı sıkkın bunun ya da çok keyfi yerinde,' diye izliyorlar beni. Ben annemi kaybettim, babamı kaybettim, sıkıntılarım oldu. Bunların ruha yansıması var. Ben bir gün önce anamı defnetmişim; sahnede o durum, anamı anma gecesine dönüşüyor.
- Geldiğine çok şaşırdığınız birileri oldu mu?
- Artık olmuyor. Zamanında çok şaşırıyordum. Çok önemli politikacılar, sanatçılar, sporcular geldi. Cazcı abiler geldi. Caz festivaline gelen, dünyanın en önemli cazcıları, programlarını yaptı burada, sonra beni dinlemeye geldiler. Çok gurur duydum. Akla gelmeyecek insanlar geldi. - Diyelim ki Tarkan ya da Ajda albüm çıkardı, takip eder misiniz?
- Konuya ilgisiz değilim, ama hızlı takibim yoktur. Ortalık yıkılır, radyolar, sokaklar o parçadan geçilmez, ama benim kulağıma kötü geliyorsa, duymam! Kulağımda müthiş bir filtre vardır. Çok beğendiğim bir şarkı olursa, hemen repertuara eklerim. Önyargım yok. Bakın bir sürü popüler isim koyuyorlar önümüze; il il konser veriyorlar play-back yaparak. İnsanlar bazılarını dinlemeye değil, izlemeye gidiyor. Ajda Pekkan, Kuruçeşme'de milletin gözünün içine baka baka play-back yapıyor. İnsanlar coşuyor,çünkü oraya onu dinlemeye değil, izlemeye gidiyorlar. Ajda Pekkan arkaya dönüp fırça atıyor, şarkı söylenmeye devam ediyor. Ben böyle dinleyici istemem.
BİZDE SOLİST BAĞLAMA
- Fethiyeli olmak size ne kattı?
- Fethiyeli olmanın hiçbir katkısı yok. Urfalı ya da Trabzonlu olsaydım mesleki anlamda işlerim rast gidebilirdi. İstanbul'da, Sivaslı, Malatyalı, Trabzonlu, Urfalı olmak çok iyi bir şey. Ben size faydalı ve faydasız iller diye bir liste bile çıkarabilirim. Fethiye, dünyanın sayılı güzel yerlerinden biri. Çocukluğum orada geçti, o güzellik duygu dünyama çok şey kattı.
- Yerelliğinizi kaybettiğinizi düşünüyor musunuz?
- Evet, kesinlikle. Şivemi kaybettim bir kere. Ulusallaşma projesi bizi buraya kadar getirdi. Yerellik yararlanacağımız, ama takılı kalmayacağımız bir özelliğimiz olmalıdır. Sanat ve kültür işleriyle uğraşan insanlar yerel zenginliklerden faydalanmalıdır.
- 15 yıl önce sahneye çıkmaya başladığınızda yeni bir şeye de imza attığınızı düşünüyor musunuz? Çünkü sizin ardınızdan bu tarz programlar yapanlar türedi...
- Birilerine ilham kaynağı olduğumuz söylenebilir. Herhangi bir şeyin başlatıcısı değilim. Ama tek şeyi söyleyebilirim: Bağlamanın solist çalgı olduğu tek gece kulübü bizimki.
- Sahnedeki olmazsa olmazlarınız neler?
- 'İyi bayramlar,' derim, bu genel felsefemizin sloganı. Sahneden hiç inmeden program yapmak, şovu bozmamak. Müzikal olarak en az üç-beş bölgenin gezilmesi bir başka kural. Ne olursa olsun, Türkiye sınırlarından çıkıp, dünya şarkılarından söylemek de bir kural. En az bir-iki şiir okunur.
- En sevmediğiniz dinleyici profili kim?
- Yok ki. Salonun yüzde 90'ı programla çok ilgili olur. Geri kalanı aralarında iki satır konuşuyorlarsa, bir rahatsızlık varsa, yan masalar uyarır zaten. Hoşlanmayan olabilir, canı sıkılır, suratından bellidir. Neredeyse her hafta gelen bir dinleyici kitlem var.
- İnsanlar, Boğaz'daki kulüplere gidiyor, çıkışta sizi dinlemeye geliyorlar. Siz o kulüplere gider misiniz?
- Hayır, kapısından girmişliğim yok. Üstelik kapısında adam elenen hiçbir yere gitmem; vize isteyen hiçbir ülkeye gitmem. Kapıda adamın tipine bakacaklar, eleme yapacaklar; birinin birine tercih edilme durumunu iyi bulmuyorum.
SAHNEDE İŞİNİ İYİ YAPAN KİŞİ, HERKESİ ETKİLER
- Sahnede sizi görüp etkilenen bir kadın kitlesi var mı?
- Sahnede işini iyi yapan herkes, hangi cinsten olursa olsun karşısındakini etkiler. Birçok oyunda, birçok oyuncuya çok büyük hayranlık duydum. Ya da mesela Nick Cave gibi çirkin bir adama aşka yakın bir duygu hissettim. Kadın kısmı da etkileniyor olabilir, ama ben 'Bu sahne etkisidir,' deyip geçtim; sokakta bu ilgiyi aramadım.
- Gece insanlar farklı mı olur?
- Gece, son derece özel bir alandır. Gece, en iyi müzik yapılan ve dinlenen zamandır. Gecenin sadece sükutu, karanlığı değil, bunu sağlayan.
- Gazetecilik yaptığınız dönemde keyif almış mıydınız?
- Basının içinde, çok yan belirleyiciler var. O çok keyif vermiyor bana.
- Ahmet Kaya'yı, olaylı magazin gazetecileri derneğinin gecesine katılmaması için uyarmışsınız. Neden?
- Ben pek sevmem öyle geceleri. Ahmet'e o tip gecelere katılmayı yakıştırmadığım içindi.