- 2010 Avrupa Başkenti projesi kimsenin inanmadığı, güvenmediği bir hâl aldı. Siz nasıl bakıyorsunuz duruma?
- Birinci muhatap ben değilim ama ben işin içindeyim. Bazı yönetim zafiyetleri oldu, eski yönetim ve genel sekreter arasında uyumsuzluk oldu, öncelik sıralamasında hatalar oldu. Ve sonra burada bir yönetim değişikliği oldu. Zaman kaybı oldu, yeni arkadaşlar geldi, intibak süresi yaşanıyor ve toparlanmaya çalışılıyor. Ama bu süreçte bir dokuz ay geçti.
- Ben bile bir gazeteci olarak işin ucunu kaçırdım, problem nereden kaynaklanıyor?
- Ben göreve gelir gelmez ajansla ilgili yasayı çıkardım ama maalesef ajansta işler benim yasayı çıkarmaktaki aceleme uygun bir hızda ilerlemedi. Resmi ağızlardan ajansın bütçesinin çok yüksek olduğuna ilişkin bir açıklama yapıldı. 800 milyon gibi bir rakam söylendi, oysa ajansın şu ana kadar kullandığı 100 küsur milyon, 800 milyon gibi bir kaynak yok. Biz ekonomik krizden geçiyoruz, 800 milyon çok yüksek bir rakam. Benim bütçem 1 katrilyonmuş! Mümkün mü böyle bir rakam? Ama böyle bir rakam varmış gibi telaffuz edilince, 2 bin proje başvurusu oldu. Ajans proje ayıklamaya uğraşıyor. İstanbul'un kendisi kurtaracak projeyi.
- Yılan hikâyesine dönen AKM meselesi ne durumda?
- AKM'nin yıkılması tartışmaları geride kaldı. AKM'yi ajans imkânlarıyla hızla restore edelim dedik ve boşalttık. Ama ajans AKM'yi bir yılda alamadı. Restorasyon projeleri gitti, geldi, uzadı. Ben daha acil ihtiyaçların yapılması ve bir an önce kullanıma açılması düşüncesindeydim fakat ajans daha kapsamlı bir proje yapılmasına karar verdi. Tam ajans 65 milyonluk bir ihale yaptı, bir yargı kararı girdi devreye. Kültür-sen mensubu arkadaşlarımız birkaç noktaya itiraz ettiler. Yargı da yürütmeyi durdurma kararı verdi. Şu anda dehşet içinde AKM'nin 2010'a kapalı olarak gireceği kaygısını taşıyorum. Elim böğrümde..