Rüzgar enerjisi konusunda olmamız gereken yerde olduğumuzu düşünüyor musunuz? Ne yazık ki düşünmüyorum. Karbon salınımı yapıyoruz. Yurtdışına nakit para ödüyoruz. Büyük bir fırsat var burada. Türkiye Avrupa'nın İngiltere'den sonra en iyi ikinci rüzgarına sahip. Türkiye Avrupa'nın en iyi ikinci güneşine sahip. Türkiye Avrupa'nın en iyi birinci jeotermal kaynaklarına sahip. Güneş biraz tartışmalı çünkü orada ancak destekle ticari olabilir ama diğerlerinde öyle değil. Biz şu anda kömürcü, doğalgazcı kaça satıyorsa ona satıyoruz. Hiçbir destek almıyoruz. Hiçbir imtiyaz almıyoruz. Buna rağmen motivasyonumuz var. Yapıyoruz ama yapamıyoruz.
Yaptığınız işin çevreci taraflarını anlatır mısınız bize? Bergama'daki tesis 51 milyon euroya mal oldu. Her yıl bu tesis 32 bin aracın 25'er bin km yapmışçasına ürettiği egzoz gazı kadar karbon salınımını engelliyor. Böyle söylediğimde bana da müthiş geliyor. 113 bin ton yılda karbon salınımını engelliyor bizim tesis. Biz yılda 160 milyon kilowatt saat elektrik üretiyoruz bu tesiste. Bu kadar imalatı doğalgazdan yapsaydık, o zaman her yıl 17 milyon lira yurtdışına para ödeyecektik. Bu da içeride kalıyor. Bu açılardan kalındığında artık rüzgar enerjisi hiçbir tartışması olmayan, pırıl pırıl bir iş olarak karşımızda duruyor. İşte o yüzden 1 Kasım başvurularının çözülemez hale gelmesine insan inanamıyor. Biz buna çok üzülüyoruz. Sanıyorum başvurunun kurgusu yanlış oldu ve sonra içinden çıkılamaz bir hal aldı.