Gazete ve dergiler için şirketlerin insan kaynakları alanındaki uygulamaları, pek de tercih edilen, hatta 'haber' olarak algılanan konulardan değildi. 90'ların ortalarından itibaren önce yurt dışından ithal edilen ve orijinal adıyla anılması kulağa daha havalı gelen "management haberleri" modası medyayı sarmaya başladığında, gazetelerin yazı işleri bu tür haberlere itibar etmiyordu. Peki insan kaynakları yönetimi nedir? PricewaterhouseCoopers Türkiye İnsan Kaynakları Hizmetleri Bölüm Yöneticisi Murat Demiroğlu, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "İnsan Kaynakları Yönetimi, yüksek performanslı iş gücünün çekilmesi, geliştirilmesi, motive edilmesi ve elde tutulması, kişisel gelişim istekleri ile kurum hedeflerinin entegre edilmesi ve çalışanların performanslarının geliştirilerek performansının artırılması için gerekli olan aktivitelerin yönetimidir."
BİLGİ ÇAĞI SÜRECİ HIZLANDIRDI
"Sanayi Devrimi'nin, 'toplum üzerindeki en önemli etkilerinden biri insanı, uzun süre yalnızca bir 'girdi' olarak görmesi oldu. Sanayi toplumunun yerini bilgi Çağı'na bırakmasıyla da 'insan' ve 'onun yarattığı katma değer', her türlü eylem ve işlemin merkezine yerleşti. Artık "öğrenme çağı" yaşanıyor ve görünen o ki insan, giderek önemi daha fazla artan/keşfedilen bir konumda. Dolayısıyla insan kaynakları fonksiyonları da şirketlerde, stratejik bir noktaya taşındı..." İnsan kaynaklarına yaklaşımın özetini oluşturan bu cümleler, Personel Yöneticileri Derneği'nin çiçeği burnundaki başkanı Selen Kocabaş'a ait. Aynı zamanda uzun yıllardır Turkcell'in İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığını da yürüten Kocabaş, şirketlerin bundan 20 - 25 yıl öncesindeki bakış açısını değerlendirirken yaşanan unvan değişikliklerine de dikkat çekiyor: "Tabelalar değişse de gündem ve bu bölümün konumu, aynı noktada kaldı. Zira önemli olan tabela değil, içerikti."
KÜÇÜK İŞLETMELER HÂLÂ GERİDE
Kocabaş burada küçük bir tırnak açıyor ve ekliyor: "Tabii küçük aile işletmeleri ve şirketlerdeki personel yönetimi uygulamalarının devam ettiği yapılar hala mevcut. Geçen zamanda amaç, organizasyonu daha sağlıklı ve etkili kılmak haline geldi. Personel sayısı yerine bireyi tanımak, geliştirmek ve şirkette tutmak değer oldu." Peki şirketler tüm bu "taviz verir" görüntüden dolayı zarar mı etti? Kocabaş bu sorunun cevabını, yeni nesle atıfta bulunarak yanıtlıyor: " Genç kuşak, işini mutlaka severek yapmak, kendini yaptığı işe, ürettiği şirkete ait hissetmek istiyor. İşlerinden aldığı maddi tatminin yanında manevi tatmin de önem veriyor. Ancak bu şekilde verimli olabiliyor."