Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Gitti usta!

Bizim evimiz, içinde türkü sesleri yankılanan bir ev değildi.
Ailede türkülere düşkün pek kimse de yoktu.
Arkadaşlarımın arasında hele hiç!
Ama lise yıllarından itibaren bazı türküleri duyduğumda o ezgiler, o sözler; benim ciğerime, yüreğime fena dokunurdu.

SULULUK YOKTU
Yarım yamalak ezberlemiştim bazılarını. Yarım yamalak diyorum çünkü o sözler 'seni atacağım poşete yazık' gibi sululuklardan oluşmuyordu. Ezberi zordu.
Bir felsefesi vardı, ağıt gibiydi; aşk, ayrılık, kavuşamama hali üzerine yazılmış destanlar gibiydi.
Sonradan, üniversite yıllarında galiba, o içime işleyen türkülerin hepsinin sahibinin aslında tek bir kişi olduğunu öğrendim.
Meğer ben büyük bir Neşet Ertaş hayranıymışım dedim.
İşte o zamanlardan beri kafam çok bozuksa, canım fena sıkılmışsa, kendimi eve kapatasım gelmişse, ustamla dertleşirim ben.
Türkülerini yüzlerce insan yorumladı belki ama onları kendi sesinden dinlemek bir başkadır, bilen bilir.
Gel gör ki dün, zaten günlerdir korkuyla beklediğimiz kötü haber sonunda geldi.
Bu yalan dünyadan bir Neşet Ertaş geçti. İnsana 'kavuşamamayı' bile özendirecek o sözleri yazan büyük ozan gitti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA