Günümüzde büyük bütçeli filmleri sponsor desteği olmadan çekmek imkansız. Cem Yılmaz daha önceki yapımlarında olduğu gibi yine büyük sponsorlarla (Türk Telekom-Avea- TTNet ve Cola Turka- Ülker) anlaşmış. Tabii bu sponsorların da varlığı filmde fazlasıyla hissediliyor. Özellikle de Cola Turka'nınki... Cem Yılmaz, kolanın bir Türk icadı olduğunu esprisine yüklenirken Cola Turka'nın da reklamını yaptı. Cola'nın gizli formülü, şişesi vs... Espri uzadıkça bence satır arasında Coca Cola'nın da reklamı oldu. Avea ise Özkan Uğur'un canlandırdığı Kızılderili kabile reisinin oğlu oluyor. Nasıl oluyor diye sormayın, esprisi kaçar. Benim asıl merak ettiğim; Taksim'deki Kızılkayalar ve Bambi'nin filme sponsor desteği olup olmadığı. Vallahi, onların adı geçtiğinde salon kahkahadan yıkılıyordu.

OBAMA'YA GÖNDERME
Öyküyü deşifre etmeden açıklamaya çalışayım... Beyaz Saray'da geçen sahnede ABD Başkanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu, deve göndermesiyle de bence günümüz Türkiye'sini fena halde aşağılıyor. (Yılmaz bence ucundan da olsa Türkiye'nin Batı'nın gözündeki imajını da eleştiriyor.) Aziz Bey'in bu noktada verdiği yanıt hem şu sıralara yükselişe geçen milliyetçi duyguları okşadı hem de salonu alkışa boğdu. Unutmadan, Barack Obama göndermesi de bayağı şıktı.

S. NOON'A BENZEMİYOR
Her Cem Yılmaz filminde olduğu gibi 'Yahşi Batı' da başka filmlere benzetilecektir. Filmin tür olarak western komedisi olması da ayrı bir tehlike aslında. Çünkü western klişesi en bol türdür. Ben baştan yazayım. Bu filmi 'Shanghain Noon' ve 'Shanghai Knights'a benzeten çıkarsa ayıp eder. İlk bakışta konsept aynı gibi gözüküyor ama öykü, olaylar, espriler kısacası her şeyiyle bu film orijinaldir. Kim bilir, belki de Cem Yılmaz, devam filminin Çin'de geçeceğini belirterek sazanlara yem attı.