Erol Köse'nin tarzını sevmiyorum, içi boş bir milliyetçilikle, bazen haksız yere sanatçıları hedef gösteriyor.
En kötüsü de açıklamalarında yer yer homofobiye göz kırpıyor.
Amma velakin o bir fenomen artık.
Üstelik çok kolay yoldan fenomen oldu; doğruları söyleyen adam imajı çizdi sadece.
Ee halk da sevdi bu tarzı.
Çünkü bizde öyle bir magazin basını ve camiası var ki, herkes birbirine yalakalık yapıyor.

KORKULU RÜYA
Vıcık vıcık yağ akıyor magazin dünyasının üzerinden.
Tabii ki Köse'nin her söylediğini doğru ilan etmiyorum, onun da kendi çapında aldatmacaları var ama son tahlilde magazin basını için önemli bir figür.
Köse'ye yurt dışından en yakın örnek Perez Hilton ise milyon dolarların arasında yüzüyor.
Eskiden daha beterdi (Britney Spears'ın kariyerini bitirenin o olduğu söyleniyor), şimdi parayı bulunca yumuşadı. Ama Perez de tıpkı Köse gibi ABD'de sanatçıların hâlâ korkulu rüyası.

İLAN ALIYOR
Ama ABD'deki sanatçılar bizimkiler gibi değil, müthiş bir özgüven ve hoşgörüye sahipler.
Kendileri hakkında bazen en berbat dedikoduları paylaşmasına rağmen, Perez Hilton'un doğum günü partisini kaçırmıyorlar.
Hilton'un belgeseli çekildi, hayatını anlatan kitaplar yazıldı.
Herkes ondan korkuyor ama tüm diziler Perez Hilton'un blog sayfasına ilan veriyor. En küçük ilan bedeli 30 bin dolardan başlıyor. Çünkü herkes onu takip ediyor.
Bizde de Erol Köse'ye ilgi büyük, Twitter'da yazdıkları tıklanma rekoru kırıyor ama adam dayak yediğiyle kalıyor.