Sabah, 'Sabah' dediysem gecenin saat 03.00'ünde sıraya girmeye başlamış, H&M'in Marni koleksiyonuna sahip olmak isteyen moda bağımlıları. Ben, geçtiğimiz perşembe kendimce alışveriş için çok erken bir saat olan 08.30'da İstinye Park'taki mağazanın kapısına geldiğimde, sıraya girmiş takriben 200 kişiyle karşılaştım. Bu grubu iki klasmana ayırmam, yanlış olmayacak. Birinci grubu, alnının teriyle koleksiyondaki her parçadan bir tane alma hakkını bekleyenler oluştururken; ikici gruba dahil olanların konuyla uzaktan yakından hiçbir alakası yoktu. Sözünü ettiğim ikinci grup insan kalabalığının sabahın köründe, kapalı bir alışveriş merkezinde beklemeye iten neden, moda bağımlısı iş verenler olmalıydı. Kapıda bekleşen şoförler, ev hizmetlileri de ellerinde katalogla iş verenlerinin talimatlarını layıkıyla yerine getirme derdindeydi. Anlayacağınız, markanın Türk pazarına girdiği 2010 yılından itibaren bu kez Marni ile gerçekleştirilen üçüncü tasarımcı işbirliğinde artık müşteriler sistemi çözmüştü. Olayı çözen sadece müşteriler de değildi. Dünya genelinde sekiz yıl önce Karl Lagerfeld ile başlayan iş birliklerinde H&M de kendi payında deneyim edinmişti. İlk yıl bir parça Karl Lagerfeld'e sahip olmak için markanın Londra'daki Old Brompton Sokağı'nda yaşanan izdihamı birebir yaşamış biri olarak, İstinye Park'taki bileklik sisteminden çok etkilendim.
40 ülkede aynı yöntem uygulandı
Türkiye'de İstinye Park, Marmara Forum ve Ankara Gordion olmak üzere üç mağazada satışa çıkan koleksiyon için sıraya giren ilk 130 kişiye, yedi farklı renkte bileklik verildi. Her bir bileklik sahibi, kendisine söylenen saat aralığında, mağaza görevlileri tarafından korunan demir parmaklıklı alana girip, 10 dakika alışveriş yapma hakkı kazandı. Dünyanın 40'tan fazla ülkesinde konumlanan ve 2 bin 600'den fazla mağazaya ulaşan H&M'in 260 mağazasında eş olarak yürütülen bu uygulamayla kimsenin hakkı yenmedi, kimse kayırılmadı. H&M Türkiye'ye giren 7 bin parçalık Marni at H&M koleksiyonu, öyle büyük bir ciddiyetle korundu ki bırakın sosyetikleri, ikoncanları, torpillileri, marka çalışanları bile bilekliksiz alışveriş yapamadı. H&M Türkiye İletişim Müdürü Pelin Atay, "Bizim bileklik almamız için bugün işten izin almamız ve gelip sıraya girmemiz gerekiyor," derken, markanın Genel Müdürü Leif Spang ise çalışma saatleri bitince gözüne kestirdiği erkek parçalarından satın almayı düşündüğünü söyledi. Anlayacağınız H&M Genel Müdürü bile kendisine ayrımcılık yapmadı.