Kirli havalarda ağızdan değil burundan nefes almanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Türkyılmaz, insanların mümkünse özellikle akşam saatlerinde dışarı çıkmamasını tavsiye etti.
Burunda yer alan ve havayı süzen mekanizmaların ağızda bulunmadığını bu nedenle nefes alınan organın büyük önem taşıdığına işaret eden Türkyılmaz, "Ağzımızdan alınan her nefes direkt akciğerlere gider ve bize zarar vermeye başlar" dedi.
Kirli havada, kükürt, azot, karbon gibi elementlerin normal sınırların üstünde olduğuna değinen Türkyılmaz, "Burun, fizyolojik görevini hava kirliliği durumunda tam olarak yerine getiremeyebilir. Onun için ağız, burun kapatılmalı" diye konuştu.
Sobanın üstten yakılmasının zehirlenme riskini ve dışarıya verilen pis havayı azalttığını ifade eden Bediha Türkyılmaz, şu önerilerde bulundu:
"Hava kirliliğini önlemek için hem kaliteli yakıt kullanacağız hem de sobayı doğru yakacağız. Doğru yakıtı kullanmamak da havayı kirletmeye sebeptir. Sobayı üstten yakmak hem zehirlenme riskini en aza indirgiyor hem de dışarıya verilen pis havayı azaltıyor. Bacalara filtre takmak, borularının temizliğini sık sık yapmak çok önemli. Borular dolduğu zaman karbonmonoksit gazından zehirlenme vakaları sıkça görülüyor. Aynı zamanda da dışarıya ziftin içinden geçen hava daha kirli çıkıyor. Normalde çok kirlenmemiş hava ziftin içinden kirlenerek çıkıyor. Alınabilecek her tedbir bu aşamada çok önemli. Ayrıca doğalgaz kullanımı da hava kirliliğini önlemenin yollarından biridir. Vatandaşlar kömür alırken mutlaka kaçak ve uygun değerlerde olup olmadığını kontrol etmeli."