İyot eksikliği ile görülme sıklığı doğru orantılı olan tiroid nodülleri; guatrojen besinler, doğum sayısı, sigara kullanımı, stres, radyasyona mazuriyet gibi risk faktörlerine bağlı olarak da ortaya çıkmaktadır. Düzenli doktor takibi gerektiren tiroid nodülleri, yaygın görüşün aksine her zaman ameliyata alınmamalıdır. Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, tiroid biyopsisi sayesinde gereksiz ameliyatlardan kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi ve tiroid nodülleri hakkında bilgi verdi.
UZMAN TAKİBİ GEREKLİ
Tiroid nodüllerinin tiroid bezi içinde kıvam olarak farklı, yuvarlak ya da oval oluşumlar olduğunu belirten Uz.Dr. Yazıcıoğlu, "Nodüllerin görülme sıklığı 18-65 yaş arasında yüzde 20-25, 65 yaş üstünde ise yüzde 35-40 civarındadır. Hastalık, yaşla birlikte artış göstermektedir. Nodüller çoğunlukla birden fazla olarak görülse de tek olarak da ortaya çıkabilir. Genellikle başka nedenlerle yapılan radyolojik incelemeler ya da 'check up' sırasında saptanan nodüller; öncellikle mutlaka bir endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir" dedi.
BİYOPSİ GEÇERLİ YÖNTEM
Tek ya da çok nodül içeren guatrda kanser olasılığının benzer olduğunu belirten Yazıcıoğlu "Soğuk nodüllerin kanser riski yüzde 5-15'lere kadar çıksa da çoğu iyi huyludur. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı ise hemen hemen hiç yoktur" diye konuştu. Soğuk nodüller tespit edildiğinde, nodül çapı belli bir boyuta çıkmışsa tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi yapıldığını aktaran Yazıcıoğlu, "Tiroid biyopsisinin, nodüllerin kanser mi yoksa iyi huylu mu olduğunu değerlendirmede tüm dünyada en geçerli ve değerli yöntemdir. İşlem ince bir iğne ultrasanografi eşliğinde ya da ultrasona ihtiyaç duymadan yapılır ve 3-5 dakika sürer. Çoğu zaman lokal anesteziye bile gerek yoktur. Biyopsiden sonra hasta günlük işine devam edebilir. Tiroid biyopsisi sayesinde birçok hasta gereksiz ameliyattan kurtulmaktadır" dedi.