Kimi zaman değersizliği ifade etmek için (çerez gibi, çerez parası vs), kimi zaman eğlenceyi, kimi zaman sağlığa katkısı nedeni ile dile gelir çerez, kuru yemiş… Yakın tarihe kadar kuruyemiş eğlencelik olarak, kışın uzun gecelerinde, eğlencelerde vs tüketilmesi gereken bir yiyecek olarak bilinirdi. Genel anlamda başta leblebi, kabak çekirdeği, ay çekirdeği olmak üzere ceviz, badem, fıstık, fındık gibi kabukluları ya da üzüm, dut, kayısı incir gibi kuru meyveleri kapsardı. Ancak günümüze geldiğimizde, eğlencelik fonksiyonu daha da gelişmiş olmakla birlikte, sağlıklı ve dengeli beslenmenin vazgeçilmez yiyecekleri arasında yer almaktadır kuruyemiş. Her bir kuruyemişin hangi hastalığa iyi geldiğini ya da hastalıktan koruduğunu artık biliyoruz. Kuruyemiş konusu çok detaylı ele alınabilir. Bu yazımda da yemeğe dair yazılarımın temelini oluşturan sağlıklı, doğal, kaliteli ve hijyene uygunluk açısından ele aldım. Bu nedenle kuru yemiş alırken ve saklarken nelere dikkat etmeliyiz sorusunun cevabını İrem Kuruyemiş'te aramaya çalıştım. İrem Kuruyemiş'te Kerim Bey ve Türkan Hanım'a misafir oldum. Ben kuruyemiş ihtiyacımı 15 yıldır buradan tedarik ediyorum. Yaklaşık 25 yıldır Kerim Bey ve Türkan Hanım'ın pazarda başlayan kuruyemiş işindeki yolculukları üç adet şube ile devam ediyor. İrem Kuruyemiş'teki tadım, çeşit fazlalığından dolayı hem çok güzel, hem de zorlu oldu. Her birinden birer ikişer tadayım derken aldığım kaloriler tavan yaptı. Kerim Bey sohbetimizde, kuruyemiş alırken dikkat edilmesi gereken konuları kısaca şöyle özetledi: Yerlisi ve ithali, kavrulmuşu ya da kavrulmamışı, işlem görüp görmediği, taze olup olmadığı, kaynağının bilinip bilinmediği, Tarım Bakanlığı'nın kontrolündeki bir kurumdan olduğuna dair bir etiket taşıyıp taşımadığına, rengine ve mümkünse tadına bakarak karar verilmelidir. Ayrıca ürünlerin bütünlüğünün bozulmamış olması, parlak rengini koruyor olması, ideal sertliğini kaybetmemiş olması vs. öne çıkan konular oldu. Keyfi tüketim için kavrulmuş olanların tercih edilebileceğini, ancak sağlık adına tüketilecek ise çiğ olarak tercih edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Özellikle yemek ve tatlıda kullanılmak üzere hazır çekilmiş ürün almamaya dikkat etmemiz, gerekirse bütün alıp kendimizin öğütmesinin daha iyi olacağına da vurgu yaptı. Ayrıca Antalya'nın havası gereği alınan kuruyemişlerin evde saklama koşullarına da değindik. Kavrulmamışları kavanozlarda buzdolabında saklamalı, kavrulmuşları ise güneş görmeyen, rutubetsiz ortamda dışarıda kavanozlarda arada havalandırarak saklamalıyız. Ambalajda olanlar ise hava ile temas edildikten sonra 10 ila 15 gün içinde tüketilmelidir. Aflatoksinin kavrulmuşlarda anlaşılamayacağını, sadece çiğ ürünlerde bölündüğünde orta bölümde görülebileceğini ifade etti. Sonuç olarak kuruyemiş almanın çok kolay olmadığını bu nedenle kuruyemişçimizin bize güven vermesi gerektiği anlaşılıyor. İrem Kuruyemiş'ten ayrılırken, özellikle gıda alanında taze, katkısız, kaliteli ürün alabilmenin biraz da güvene dayalı olmasından dolayı, bir kez daha herkesin bir kasabı, balıkçısı gibi bir de kuruyemişçisi olması gerektiğine inanıyorum. Kerim Bey İrem Kuruyemiş olarak 25 yıldır ailece yapıyor olmaları, bu güveni kazandıklarını gösteriyor. Eğlenceli günler geçirmeniz dileklerimle…
