Malumunuz Rusya ile aramızda sorun var. Bizi ilgilendiren krizin sporla ilgili olan bölümü. Futbolda Antalya'nın kamp merkezi olarak Türkiye ekonomisine katkısı gerçekten büyük. Devre araları ve sezon sonlarında birçok ülke takımı Antalya'ya akın ediyor.
Tesislerimiz gerçekten profesyonel hizmet sunuyor, haklarını da teslim edelim.
Ama birlikte yaşadığımız günlerdeki siyasi gelişmeler sporun önüne geçti ve büyük iptaller yaşandı. Ülke ekonomisi de büyük zarar gördü. Kamp operatörleri büyük yaralar aldı, dolayısıyla oteller de nasibini aldı bu krizden.S on halka da turizm çalışanları, üreticiler, taşıma şirketleri vs..
İşte hep söylüyoruz Antalya turizm şehri ve de ürün çeşitlendirmesi gerekiyor. Futbol krize girerse devreye salon sporlarının girmesi gerekiyor. Bunun için de acilen spor ve kamp merkezlerine ihtiyaç var. Atıl tesisler yerine profesyonel tesislerle Antalya yalnız futbol değil bütün sporların merkezi olur.
Kamu spotlarında 'TÜRKİYE'nin tanıtım atağını izliyorsunuzdur. Sonuna kadar desteklediğim bir atak ülkem adına. Ama mikro anlamda ANTALYA'mın da bu tür tanıtım ataklarına ihtiyacı var. Bu şehirde 12 ay, 365 gün etkinlik olur, inanın bana.
Bundan önce Antalya, sonra da Türkiye'm kazançlı çıkar.
Ülkemiz her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyuyor. Biz de kendi alanımız, yani sporla nasıl katkı sağlarız bu birlikteliğe onu düşünmeliyiz. Sporun evrensel dilini kullanmayı denemeliyiz.
Geçenlerde bir kanalda veteranlar salon futbol turnuvasında final maçında olay çıktı ve büyüdü. Yetkililer çareyi birlik beraberliğimizin sembolü İstiklal Marşını çalmakta buldu. Tabi ki bu bir refleksti.
Ama başarılı oldu. Ortak değerler ve sporun ayrılmaz bir bütün olduğunu gördük.
Sporun gücünü kullanalım.
Konuyu basketbola çevirelim biraz da; Milyonlarca yavru yarıyıl tatiline girdi.
Yavruları spor kamplarıyla ödüllendirelim ne dersiniz?
Sporla sağlıklı kalın, değerli okurlar.