ABD kaynaklarından sızdırılan milyonlarca resmi-yarı resmi belgeyle ABD'nin pek çok uluslararası olayda çevirdiği dolapları açığa çıkaran Wikileaks kurucusu Julian Assange, bu olaylardan sonra ABD'nin bir numaralı hedefi haline geldi. Artık tüm hedef, ABD'nin ipliğini pazara çıkaran Wikileaks ve Assange'ın yapılanmasını deşifre etmekti. Wikileaks ABD belgelerini ABD ordusunda gencecik bir er olan Bradley Manning sayesinde elde etmişti. Buna karşılık FBI da aynı yolu kullandı ve Wikileaks'in içinden genç bir militanı elde ederek casusu haline getirdi. Wikileaks'i içeriden çökerten bu casus İzlandalı Sigurdur Thordarson'du. FBI'ın Assange'ı köşeye sıkıştırmak için kullandığı bu metot ise geçtiğimiz ay Thordarson'un casusluk yaptığını itiraf etmesiyle ortaya çıktı.
Yüzyılın bilişim karşı casusluk olayında Sigurdur Thordarson için her şey 2010 yılında Reykjavik'te başladı. 17 yaşındaydı ve Julian Assange ile tanışmıştı. Genç İzlandalı kısa süre sonra tüm dünyanın bir numaralı gündemine oturacak olan bu adam hakkında tanışmadan önce Youtube'da seyrettiği birkaç konuşma videosu dışında pek bir şey bilmiyordu. Aktivist ruhlu genç İzlandalıya Wikileaks yolunu açan asıl olay Assange'ın bir üniversitede verdiği konferansa katılmak oldu. Thordarson bu konferansta dinlediği Assange'tan çok etkilendi. Tanışan ikili çabuk kaynaştı ve güzel anlaştıklarını gördüler. Thordarson kendi ideallerine yakın bulduğu Wikileaks'e gönüllü olarak yardım etmeye karar verdi. Kısa süre içerisinde bu ilişki ilerleyince kendisini Wikileaks'in çekirdek kadrosunu oluşturan küçük bir grubun içinde buldu. Artık ona grup içinde kısaca "Siggi" olarak hitap ediliyordu.
Bradley Manning'in sızdırdığı ABD ordusuna ait bir helikopterin 12 sivili öldürdüğü görüntülerin yayınlanması çalışmalarında genç İzlandalı da hazır bulundu. Bu görüntüler sonradan çığ gibi büyüyecek olan Wikileaks sızıntılarının da ilk safhasını oluşturuyordu. Bu görüntülerin yayınlanmasından sonra tüm dünyanın ilgisiyle beraber Washington'un da öfkeli tepkilerini çekmekte gecikmediler.
Hayranıyken gammaza dönüştü
Wikileaks'in acemisi Siggi o dönemlerde Assange'a karşı büyük bir saygı ve hayranlık besliyordu. Yakınlaşmaları ise artık arkadaşlık boyutuna varmıştı. Bu sıralarda Siggi bir şirketin bürosuna zorla girmekle suçlandığında ona iyi bir avukat bulan da artık arkadaşı olan Assange oldu. Aslında bu Siggi'nin ilk sabıkası değildi ama Wikileaks ekibi bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünerek Siggi'ye toz kondurmamayı tercih etti.
Orta sınıf bir aileden gelen Siggi üniversitede bilişim ve psikoloji okumaya başlamış ancak okulun bilgisayar sistemine korsanlık yaparak sızdığı tespit edildiği için kovulmuştu. Onu asıl güdüleyen kendisinin de itiraf ettiği gibi macera ve heyecan arayışıydı. Ama Wikileaks dosyaları patlamaya başladıktan sonra, 2011 ortalarına doğru onun bu maceracı korsan yaklaşımları Wikileaks ekibiyle ilişkilerinde sorunlar doğurmaya başladı. Aynı dönemde ünlü aktivist grubu Anonymous'a bağlı LulzSec hacker grubu CIA'nın internet sitesini devre dışı bırakmayı başarmıştı. Bundan etkilenen Siggi, LulzSec üyeleriyle temas kurma arayışına girdi. Hatta kendi iddiasına göre Wikileaks ile LulzSec arasında bir iletişim hattı bile kurdu. Siggi'nin ifşaatlarına göre o dönemde LulzSec ve Anonymous, Wikileaks'e British Petrol ve bir Meksika bankasına ait gizli veriler, Suriye devletine ve özel istihbarat firması Stratfor'a ait kırılmış e-posta yazışmaları gibi pekçok dosya sağladı. Nitekim bunların bir kısmı 2012 yılında Wikileaks tarafından yayınlandı.
Ama Wikileaks ile hacker grubu arasında iletişimi sağlayan Siggi'nin bilmediği bir şey vardı; temas kurduğu korsanlardan biri olan LulzSec'in önde gelen hacker'larından Sabu kod adlı Hector Monsegur, FBI tarafından tespit edilip baskına uğradıktan sonra Anonymous'u deşifre etmek üzere casus olarak kullanılmaya başlamıştı. Bu ikilinin Wikileaks namına İzlanda devletinin dosyalarına sızmaya yönelik konuşmaları da artık istihbarat birimleri tarafından dinleniyordu.
Gönüllü casus
ABD istihbaratı bu sızıntı denemesini İzlanda yönetimine haber verdikten sonra Siggi de artık sakıncalılar arasına girmişti. Wikileaks skandalıyla beraber kendisini küresel bir skandalın aktörleri arasında bulan Siggi, artık fazla ileri gitmiş olabileceğini düşünmeye başladı. Assange ve Wikileaks'e ihanetin eşiğine gelmişti. ABD'nin İzlanda Büyükelçiliği'ne bir e-mail yazarak Wikileaks olayı hakkında muhbir olarak bilgi vermeye hazır olduğunu bildirdi. Tüm enerjisiyle Wikileaks'i köşeye sıkıştırmak için bir şeyler arayan ABD otoriteleri onu değerlendirmekte zaman kaybetmediler. Siggi derhal FBI ajanlarıyla görüştürüldü. FBI tarafından verilen bir dizüstü bilgisayar kullanan hacker Sabu ile tüm iletişimi zaten daha önceden takip edildiği için mimlenmişti. Wikileaks ekibiyle bir yıl işbirliği yapan Siggi, bu defa günler boyu FBI ajanlarına çalıştı. Wikileaks'in teşkilatı, bağlantıları, sunucularının yerlerine kadar bildiklerini anlattı. Thordarson yani Wikileaks'in Siggi'si bu dönemde FBI'dan sadece birkaç haftalık geçim masrafı olarak 5 bin dolar aldı.
İzlanda'daki görüşmeler bittikten sonra da Siggi hem Wikileaks ile hem de FBI ile iletişimini kesmedi. Bilgiler göndermeye devam etti. Hatta Assange ile bir görüşmeye giderken kayıt cihazı takması bile önerildi. ABD istihbaratı Assange'ın kendi ağzından LulzSec hacker ağı ile bağlantıları konusunda onu köşeye sıkıştıracak bir şeyler bulmayı çok arzuluyordu. Ama Assange'ı LulzSec ile bağlantılı göstermek Siggi'ye göre fazla ileri gitmekti ve o bunu kabul etmedi. 2012 Şubat'ında uçak bileti ödenerek ABD'ye getirildi ve orada misafir edildiği sürece Wikileaks hakkında ne biliyorsa sorgulandı. Son olarak 18 Mart 2012'de FBI sorumluları ile görüşen Siggi o güne kadar onlara sağladığı en büyük bilgileri verdi. Online iletişim kayıtları, fotoğraflar ve daha birçok veriyi içeren sekiz sabit diskten oluşan bu veriler binlerce sayfadan oluşuyordu.
Ancak aynı dönemde Siggi ile Wikileaks arasına kara sular sızmaya başlamıştı. Siggi, Wikileaks için yaptığı çalışmalara bedel Wikileaks tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürdüğü 50 bin dolar tutarında bir para meselesi yüzünden soruşturmaya uğradı. Bunları bir butiğin kasasından çaldığı ileri sürülüyordu. Bu nedenle Wikileaks'teki gönüllü faaliyetlerine son bile verildi. Bu sırada FBI ajanları ile İzlanda ve Danimarka'da yaptığı görüşmeler sebebiyle İzlanda makamları tarafından da sorgulanmaya başlamıştı. Artık pek çok şey ayyuka çıktığı için tüm olanları Assange'a açıklamaya karar verdi. Verdiği bilgilerin içerikleri de dahil her şeyi Assange'a anlattı. Mevcut durumda Wikileaks'e dosyaları sızdıran ABD'li er Bradley Manning suçlu bulundu ve 35 yıl ceza aldı. Julian Assange 15 aydır sığındığı Londra'daki Ekvador elçiliğinde. Siggi ise İzlanda ve Danimarkalı iletişim güvenliği firmalarına hizmet sağlayarak hayatını sürdürüyor.
BİROL BİÇER