(USASabah)
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyonerliği tarafından organize edilen "Gerçekleri Bulma Misyonu" Mavi Marmara baskınıyla ilgili şaşırtıcı sonuçlara ulaştı.
Hazırlanan rapora göre Birleşik Devletler vatandaşı Furkan Doğan ve diğer 5 Türk vatandaşı İsrail Komandoları tarafından "infaz" yöntemiyle öldürüldü.
Rapor, 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın elindeki küçük kamera ile çekim yaparken 2 kere kafasından olmak üzere defalarca vurulduğunu söylüyor.
Rapor aynı zamanda "Doğan'ın güvertede bilinci açık ya da yarı bilinç kaybıyla bir zaman yattığını ve daha sonra yüzünden vurulduğunu" söylüyor.
Adli Tıp raporu ise Doğan'ın yüzünde oluşan etkiden yola çıkarak çok yakın mesafeden vurulduğunu ortaya koyuyor.
"Kanun dışı, keyfi, yargısız infaz"
BM raporunun 38. sayfasında, Bölüm 170'de "Adli Tıp raporu ve ateşli silahlarla ilgili kanıt Furkan Doğan ve diğer 5 Türk vatandaşının İsrail kuvvetleri tarafından öldürülmesi "kanun dışı, keyfi ve yargısız infazla" karakterize edilebilir." denildi.
Rapor Obama yönetiminin Furkan Doğan'ın otopsi raporunu bildiğini fakat İsrail ile ilişkilerde yaşanacak zorlu bir politik problemden uzak durmak için sessiz kaldığını da gösteriyor.
Truth-out.com'un haberine göre, Türkiye Doğan'ın otopsi raporunu Birleşik Devletler Büyükelçiliği'ne Temmuz ayında verdi ve bu rapor ABD Adalet Bakanlığı'na intikal ettirildi. Adını vermek istemeyen bir hükümet kaynağı raporun Adalet Bakanlığı'na ulaştırılma nedeninin olayla ilgili soruşturma açılıp açılmamasıyla alakalı olduğunu söylüyor.
Rapor ayrıca İsrail'in başından beri Gazze Filosu'na yaklaşmının "Hamas Destekçisi" aktivistlere sert güç kulllanımı üzerine bina edildiğini iddia ediyor. Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Turkel Komitesi'nde verdiği ifadeden yola çıkılarak, İsrail'in resmi görüşünün bu filodakilerin terör destekçileri olduğu ve İsrail kuvvetlerine zarar verebilecekleri ön yargısıyla hareket edildiği vurgulanıyor. Bu önyargı dolayısıyla da İsrail "silahlı güç" kullanmanın kaçınılmaz olduğu görüşüne ulaşmış.
Komisyon İsrail'in iddialarına rağmen gemide silah bulunmadığı konusunda aktivistlerle aynı görüşte.