Esra Yerebakan / NEW YORK
New York müzeleri denince hemen hemen herkesin aklına bir isim gelir. Geçen hafta özellikle resim sanatına ilgi duyanların ziyaret etmek isteyeceği, alanında dünyanın en iyilerinden biri olan Modern Sanatlar Müzesi (bilinen adıyla MoMa) hakkında detayı bir yazı kaleme aldım. Bu hafta da meraklıları için önemli ipuçları içeren bir başka New York müzesi yazısıyla karşınızdayım.
Bu yazımın konusu, genç veya yaşlı herkesin merakını cezbedecek cinsten. New York öyle bir şehir ki içine girip O'na ayak uydurmaya başladığınızda merak ve zevklerinizi siz fark etmeden kontrol altına alabiliyor. Önceki hayatında hiç vakit ayırmamış biri bile New York'a geldiğinde gezilecek yerler listesine en az bir müze ziyareti ekler mesela. Bunun birçok sebebi olabilir elbette. Şahsi fikrim, bu ülkedeki müzelerin sunum yöntemlerinin bu sonuçta payının büyük olduğu yönünde. Özellikle çocuk ziyaretçilerin ilgilerini çekebilmek, müze gezmeyi onlara sevdirebilmek için öğrenirken eğlendiren sunumlar buraları daha da önemli hale getiriyor.
Bugünün konusu olan American Museum of National History (Amerikan Doğa Tarihi Müzesi) her yaştan insanın kendine göre bir şeyler bulabileceği çoğu zaman girişinde uzun kuyruklar olan bir müze. Bu dünyaca ünlü müze o kadar büyük bir alan üzerine kurulmuş ki resmi internet sitesini ziyaret ettiğinizde geziniz için bir tam günün size yetmeyeceği açıkça belirtiliyor.
American Museum of National History (Amerikan Doğa Tarihi Müzesi)
1800'lü yılların sonlarına doğru o yıllarda Harvard Üniversitesi'nde Zooloji (hayvan bilimi) okuyan Louis Agassiz, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nin hayallerini kurmaya başlamış ve vakit kaybetmeden bu muhteşem müzeyi projelendirmiş.
Bu muazzam projesi için dönemin zengin bağışçıları ve Amerikan Devleti'nden beklediği desteği aldığında, ne yapması gerektiğini gayet iyi biliyormuş.
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nin ilk binası elbette şimdi sahip olduğu ölçülerde değilmiş. Central Park'ın doğusunda yer alan ve gotik mimariye sahip bina, müze için inşa edilen ilk yapıdır. Geçen yıllarla artan ilgi ve destek bina sayısına her geçen gün yenilerini eklemiş ve bugünkü genişliğe ulaşılmış.
1869 yılında Central Park yakınlarında kurulan bu müze, şimdilerde 25 ayrı binanın bir araya gelmesinden oluşan devasa bir kompleks olarak da tanımlanabilir. Her yıl ortalama beş milyon kişi tarafından ziyaret edilen Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, (İngilizce kısaltması AMNH'dir ve yazının devamında bu kısaltma kullanılacaktır) toplamda 46'ya ulaşan daimi sergi salonunda 32 milyon eseri devamlı sergileyerek yakalanması zor bir başarıyı elde etmiş. Bahsi geçen bu 25 farklı binaya açılan toplamda 10 giriş kapısı var.
Daha önce bu devasa müzeyi kaç kez gezmiş olursanız olun içeride kaybolmamanız neredeyse imkansız. Teknolojinin de gelişmesiyle AMNH bünyesinde çalışan 200'e yakın bilim adamı bu duruma bir çözüm bulmak istemiş ve ziyaretçileri için bir rehber program hazırlamış. Müze içerisinde ücretsiz faydalanabileceğiniz internet bağlantısı sayesinde 'kaşif' isimli bu programı akıllı telefonlarınıza kolayca indirerek bulunduğunuz yeri mavi bir noktayla gösteren işaretçiye gitmek istediğiniz alanı yazıp istikametinizi belirlemesini beklemeniz yeterli. Özellikle zamanı iyi kullanabilmeniz için bu alternatifi mutlaka değerlendirmenizi tavsiye ederim. Gezmeyi hedeflediğiniz bu müzenin toplamda 150 bin metrekarelik bir alana yayılı olduğunu düşünürseniz bu programı kullanmanın yapılabilecek en akıllı iş olduğunu fardeceksiniz.
Gelelim yılda beş milyon gibi yakalanması zor bir ziyaretçi sayısına ulaşmayı başaran AMNH'de neler görebileceğinize. Okyanus hayatından (barındırdığı canlılar başta olmak üzere) İnsan biyolojisi ve evrimine, minerallerden değerli taşlara, fosil ve dinozorlardan gezegenlere, Mayalar ve İnkalar gibi farklı kültürlerin yüzyıllar öncesinden günümüze bıraktığı kalıntılardan yaşı 1300'lere ulaşan gerçek ağaç köklerine kadar merak ettiğiniz her şeye dünyanın en büyük müzesi olan AMNH'de ulaşabilirsiniz.
Bu müzeyi ziyaretim sırasında en çok etkilendiğim şeylerin başında kuşkusuz dinozorlar bölümü geliyor. Uzun araştırma ve aramalar sonunda bulunan gerçek dinozor kemiklerinin orijinal boyutlarında bir araya getirildiği hatta bazılarına deri giydirilerek gerçeğine son derece yakın halde sergilendiği bu bölümde özellikle çocuklarınız unutamayacakları anılar biriktirebilirler. Şayet bu müzeyi ziyaret etme şansı yakalarsanız, sizinle birlikte orada bulunanların oldukça büyük bir yüzdeyle çocuklardan oluştuğunu kolayca fark edersiniz. Civar eyaletler de dahil olmak üzere hemen hemen her okul alanında dünyanın en iyisi olarak gösterilen bu müzeye yılda en az bir kez gezi düzenliyor. Öğrencilerini buraya getiremeyecek olanlar içinse AMNH'nin gezici otobüs müzeleri devreye girerek okullara gidiyor.
Her bölüm için bilim adamları tarafından hazırlanmış canlandırmalı tanıtımlar, interaktif program ve görüntüler çocukların gördüklerini ezberlemesindense öğrenmesini sağladığından öğretmenler için ciddi önem taşıyor.
Bünyesinde barındırdığı oldukça geniş kapsamlı kütüphanesini de üye olan öğrenciler araştırma ödevleri için sıkça ziyaret ediyor.
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde yapabilecekleriniz
Yazımın başlarında da bahsettiğim gibi oldukça büyük olan bu müzede gününüzün hemen hemen tamamını geçireceğinizi var sayarsak muhtemel açlık ve susuzluk durumları da müze yöneticileri tarafından elbette düşünülmüş.
Museum Food Court olarak isimlendirilen bölümde ve birinci katta yer alan Starlight Cafe'de hızlıca bir şeyler atıştırmak isteyenler taleplerine uygun seçenekleri rahatlıkla bulabilirler. Atıştırmaktansa keyifli ve doyurucu bir menü almak isteyenler müzenin birinci katında yer alan CAFE on One, dördüncü katta bulunan Cafe on Four'u tercih edebilirler. Yönetmelikte bir değişikliğe gidilmediyse müzeye girerken su ve benzeri içecekleri yanınızda sokabilirsiniz. Kişisel tavsiyem, son derece büyük olan bu müzede içecek bir şeyler alabileceğiniz yerlere her istediğinizde ulaşamayacağınızdan yanınıza muhakkak büyük boy su almanız yönünde olacaktır.
Müze bünyesinde tatil dönüşünde sizden ufak hediyeler bekleyen yakınlarınız ve kendiniz için ufak hatıralar alabileceğiniz toplamda altı tane alışveriş mağazası da bulunuyor.
Bu muhteşem müzeyi rehberiniz olmadan gezebileceğiniz gibi her biri ortalama iki saat süren detaylı bir anlatım ve eğlenceli aktivitelerin dahil edildiği turları da seçebilirsiniz. Dinozorların olduğu bölümün gezdirildiği Dino Tour, daha geniş kapsamlı bir tur olan Highlights Tour ya da gezegen ve uzay biliminin sergilendiği alanı gezdiren Earth and Space Tour'dan birini seçebilirsiniz. (Her bir tur için kişi başı 13\22 dolar aralığında bir ücret ödemeniz gerekmekte. Ayrıca yoğun program dolayısıyla tur biletinizi girişten almaktansa internet üzerinden almanızı kesinlikle tavsiye ederim)
Resmi internet sitesinde güncellenen programları takip edebileceğiniz gibi basit bir form doldurarak üye olabileceğiniz sistemden gelişmeler hakkında bilgilendirme mailleri de alabilirsiniz.
Müzede Bir Gece
Son yıllarda müze aktiviteleri arasında yerini alan en önemli eğlence kuşkusuz Night at the Museum (Müzede Bir Gece) olarak isimlendirilen ve uyku tulumlarınızın içerisinde uyuyarak geçireceğiniz bir gecelik müze konaklaması imkanı veren yeni uygulama.
AMNH şimdiye kadar ''Yarından Sonra'', ''Exorcist'', ''Nanny Günlükleri'' ve ''Rüya'' gibi pek çok filme, kitaba ve bilgisayar oyununa konu edilmiş. Bunların arasında en çok sevilen filmlerin başında kuşkusuz Ben Stiller'in başrolünü oynadığı Müzede Bir Gece/Night at the Museum isimli film geliyor. İlhamını bu filmden alan yeni uygulama, tahminlerin çok üstünde bir ilgiyle karşılanmış. Öyle ki 2014 yılı rezervasyonları bile şimdiden alınmaya başlanmış durumda.
Etkinliğe 6-13 yaşındaki çocuklar refakatçiyle kabul ediliyor. Daha çok grupların tercih ettiği bu tur, müze kapandıktan sonra saat 17.45'te başlıyor ve 09.00'a kadar devam ediyor.
Macera tutkunu misafirler, ziyaret saati bittiği için kapıları kapatılan loş ışıklı müzede el fenerleriyle yollarını buluyor. Birçok aktivite ve özel sunumların da verildiği etkinlik boyunca ziyaretçiler, dinozorlardan meteorlara, volkanik taşlardan vahşi yaşama kadar pek çok konuda açılan salonları gezme şansını da elde ediyor. Akşam aperatifi ve kahvaltı ikram edilen ziyaretçiler, geceyi uyku tulumlarında geçiriyor. Misafirler daha çok yaklaşık 30 metre uzunluğundaki mavi balina tasviri ile vahşi hayvanların dioramalarının yer aldığı salonlarda uyumayı tercih ediyor. Vakti ve merakı olanlar için son derece eğlenceli olabilecek bu aktivite sadece Cuma ve Cumartesi akşamları gerçekleştiriliyor. Kişi başı ortalama 145 dolar ödeyerek katılabileceğiniz bu tura, öğrenci veya izci iseniz daha uygun fiyatlarla eşlik edebilirsiniz.
Nasıl gidilir?
Central Park West 79.cadde adresinde bulunan bu müzeye B veya C trenlerini alarak 81. Cadde durağında inip kolayca varabilirsiniz. Müze giriş ücreti çocuk ve yaşlılar için uygulanan indirim haricinde kişi başı 22 dolar olarak belirlenmiş. Ancak New York'ta yaşayan bir öğrenciyseniz kimliğinizi göstererek ücretsiz olarak da giriş yapabilirsiniz. (Bu uygulama okula göre değişiklik göstermektedir.)
Birçok kişi tarafından bilinen ve uygulanan bir alternatifiniz daha var. Özellikle devlet müzelerinde geçerli bir yöntem olan bağış metodundan faydalanarak giriş ücretinizi düşürebilirsiniz. Bu uygulamaya göre gişedeki görevliye bağış yapmak istediğinizi söylemeniz yeterli. Görevliden olumlu yanıt alırsanız 22 dolar ödemektense dilediğiniz kadar para verip (5 dolar bile olur) müzeye giriş yapabilirsiniz.
Bu hafta da gezmekten son derece keyif aldığım bir New York klasiğini tanıtmaya çalıştım. Önümüzdeki hafta Müzeler Serisine devam ederek son derece eğlenceli bulduğum Times Meydanı'nın adeta merkezinde yer alan bir müzeden bahsetmek istiyorum. Merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzere.
@basharfiie
eybakan@gmail.com