Pillar yazısında Türkiye'deki iktidarın bölgenin geri kalanına göre daha ılımlı bir İslami eğilimi olduğunu ve istikrar bakımından değerli bir model sunduğunu belirtti. ABD'li akademisyen, son yaşanan tartışmalarda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 17 Aralık operasyonu nedeniyle ABD'yi sorumlu tuttuğunu fakat bu çıkışın bölgedeki genel anti-Amerikancılık düşünüldüğünde büyümeden kapatılacak bir söylem olduğunu yazdı.
"Türkiye'nin Suriye tavrı normal"
Pillar yazısına şöyle devam etti:"Erdoğan'ın yolsuzluk operasyonu ile ilgili açıklamaları nedeniyle ABD'nin kamuoyu önünde kesinlikle tansiyon yükseltmesine gerek yok. Fakat özel görüşmelerde bu tür açıklamaların doğru olmadığı söylenmeli. ABD'nin Suriye konusunda, özellikle silahlı muhalifleri desteklemek konusundaki farklılığını kabul etmek gerekiyor. Türkiye kapı komşusu olarak savaşın etkilerini çok daha yakından hissediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin çatışmaya ilişkin tavırları ve yargılarını da daha normal karşılamak gerekiyor.
"Türkler Kürt petrolünde daha gerçekçi "
Türkiye ile anlaşılamayan diğer noktalarda ise ABD'nin kendisine bir açıklama yapması lazım. ABD, Türkiye'nin Irak merkezi yönetimi yerine Kürt bölgesel yönetimi ile petrol anlaşması imzalamasına kızdı. Türkiye'nin bu konudaki tavrı Irak'ın 20 yıllık Kürt realitesi düşünüldüğünde daha gerçekçi. Türkiye'nin şu anki politikası da Kürt ulusalcılığı ile ilgili geçmişte var olan paranoyak ve miyop tavrı düşündüğümüzde büyük bir ilerlemeye de işaret ediyor.
"Erdoğan Mısır konusunda haklı"
Diğer bir anlaşmazlık noktası ise Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesine karşı çıktığı Mısır. Mısır ordusu her hafta ülkeyi demokrasiden uzaklaştırarak keyfi bir diktatörlüğe yaklaştırıyor. Bu konuda Türkiye'nin hatalı olduğunu düşünmek oldukça zor. Erdoğan'ın tavırlarını İslami bir uzantıyla değerlendirme eğilimimiz var. Fakat bu, en azından demokratik bir şey ve kesinlikle Ankara'daki sivil hükümetin gözünde bugüne kadar başardıkları en iyi şey askeri darbeler geçmişiyle anılan Türk ordusunun politik gücünü uysallaştırmak.
"Halkbank tartışması gereksiz"
Ve son olarak ABD ve özellikle Kongre'nin Türkiye'ye ait devlet bankası Halkbank'ın İran yaptırımlarını delerek yaptığı alımlar konusu var. Bu konuyu yaptırımların ABD çıkarlarına nasıl zarar verdiği ve Amerikan diplomasisine nasıl zorluklar yarattığını düşünerek değerlendirin. Bu mesele halihazırda tahriş olmuş önemli Türkiye ilişkilerini daha da gerdi ve bu durum bir Türk bankasının zaten yaptırımlara maruz kalan İran'a hiçbir finansal işlem yapmamasıyla elde edeceğimiz faydadan daha büyük bir zarara neden oldu.
(USASABAH)