Spor köşe yazarlığına soyunup bir de futbol yazmayacağım inadına bulaştınız mı,
Türkiye gibi ülkelerde konu sıkıntısı çekmeniz muhtemeldir.
Çünkü herkes futbol ile yatıp kalkar. Sakın
futbol yazmama düşüncemi sevmediğime falan bağlamayın.
Herkes gibi ben de çok seviyorum bu oyunu. Ama benim amacım bu köşeden sizlere bir şeyler aktarırken futbolun dışındaki spor branşlarımıza da gözleri çevirmek,
dikkatleri yönlendirmeye çalışmak. Hem futbol yazmak bana biraz da işin kolayına kaçmak gibi geliyor.
Tüm dünyada gündem futbol ile tıka basa ağzına kadar doluyken iş sadece bilgisayarın başına oturmaya kalıyor.
İster transfer gündemini yaz, ister
dünya kupasını. Mesela dünya kupasını yazmaya kalksan bir sürü maç var, bir sürü konu var.
Latin Amerika ülkelerinin yükselişi, İspanya'nın hezimeti, hatta
TRT'nin maç yayınları ile ilgili bile yazabilirsin sık sık.
Transferde ise her dönem olduğu gibi gazetelerimiz onlarca futbolcuyu transfer ediyor liglerimize.
Transfer haberleri deyince istisnasız tüm gazetelerin attığı bir başlık geldi aklıma. Özellikle bir yabancıyı tuttuğu takıma yakıştıran muhabir veya editör
'Bilmem kimden, bilmem kime mesaj var' diye başlık atar ve ardına sıralar hasret cümlelerini.
Futbol büyüdükçe ters orantı ile küçülen ya da yerinde sayan futbol medyamız içinde bu sevilesi oyunu yazan irili ufaklı, bilgili bilgisiz bir dünya adam var.
Hepsine saygım var, yaptıkları işe de, kendilerine de.
Bu arada futbol yazmayacağım derken farkına varmadan bu satıra kadar futbol yazmışız.
Çekiyor bu oyun insanı kendine. Özellikle basketbol gibi
PR çalışmaları yapmaya,
I Love football diye beyin yıkamaya gerek kalmadan seviyoruz bu temaşayı.